58 - Bir Kıvılcım Yeter

220 8 16
                                    

Gözlerimi hafifçe araladım ve kolumu yatağın diğer tarafına doğru atarak Anıl'a sarılmaya çalıştım. Yorgana sarıldığımı fark ettiğimde doğruldum ve gözlerimi açtım. Anıl yanımda yoktu. Ayağa kalktım ve yerden Anıl'ın tişörtünü alıp üzerime geçirdim.

Mutfaktan gelen kokularla dudaklarım iki yana kıvrıldı. Odadan çıktım ve mutfağa doğru ilerledim.

Anıl varlığımı fark edene kadar en sevdiğim şeylerden birini yaparak onu izlemeye başladım. Sırtı bana dönüktü.

"Geçmiş değil, bugün gibi... Yaşıyorum hâlâ seni. Sen hep benim yanımdasın. Gündüzümde, gecemdesin. Çalınmasın söylenmesin. Sen benim şarkılarımsın." Mırıldandığı şarkıyla birlikte kocaman gülümsedim.

"Kime söylüyorsun bakalım?" dememle birlikte bana doğru döndü. Onun da yüzünde benimkine benzer bir gülümseme vardı.

Huzur dolu bir gülümseme.

Aramızdaki mesafeyi kapattım ve kollarımı boynuna doladım. O da kollarını sıkıca belime sardı.

"Soruyor musun bir de?" dedi gülerek. Kokusunu içime çektim.

"Mis gibi kokuyorsun... Bensiz duş mu aldın?" dediğimde güldü.

"Seninle de alırım." Bir eliyle kalçamı kavradığında kıkırdadım.

"I-ıh. Yaramazlık yaparsın şimdi sen..."

"Yapmayayım mı?" diye fısıldadı, baştan çıkarıcı bir tonla.

"I-ıh. Çok yorgunum." Dudaklarını boynuma bastırdı. Birkaç küçük öpücük de bıraktıktan sonra geri çekildi.

"Hadi hazırlan sen o zaman. Ben de sofrayı kurarım." Başımı sallasam da mutfaktan çıkamıyordum. Öylece yüzüne bakmaya devam ettiğimde tek kaşını kaldırdı. "Ne oldu?"

"Her şey... Çok güzel." Dediğim şeyin bir anlamının olmadığını fark ettiğimde boğazımı temizledim. "Yani... İstediğim gibi."

"Efendim?" dedi gülerek. Yanaklarımın yanmaya başladığını hissettim.

"Sen... Çok güzelsin." Gülmemek için alt dudağını ısırdığında iyice yerin dibine girdiğimi hissettim.

"Teşekkür ederim. Sen daha güzelsin."

Elim istemsizce boynumda takılı olan zincire gitti.

Zihnimde yankılanan cümleler bir türlü dilimden dökülemiyordu.

Hayal bile edemeyeceğim kadar güzel bir sabaha uyandım. Yanımda beni hayal bile edemeyeceğim kadar çok seven bir adam var. Ve ben hayatımın son gününe kadar o adamla böyle sabahlara uyanmak istiyorum.

"Dün gece çok güzeldi." diye mırıldandım. Zihnimde yankılanan cümleler deli gibi korkmamı sağlamış, dudaklarım aklımdan bile geçmeyen cümleleri yerlerine koymaya çalışıyordu. "Teşekkür ederim." Yüzümü elleri arasına aldı ve dudaklarımızı birleştirdi.

"Ben teşekkür ederim." Dudaklarımın üzerinde konuştuğunda titrek bir nefes verdim.

"Anıl..." diye mırıldansam da ne söylemem gerektiğini bilmiyordum. Kalbimin sesinden kendi sesimi duymakta zorlanıyordum. "Konuşmamız gereken şeyler var... Sanırım..."

"Konuşmayalım sevgilim. Ne zaman istersen git... Vedalaşmamıza bile gerek yok. Nasıl mutlu olacaksan öyle git..." Şaşkın bir ifadeyle gözlerine baktım. "Tekrar kalbini kırmayı göze alamam, Defne... Korkuyorum. Ya kötü ayrılırsak, diye deli gibi korkuyorum. Gözümün kararmasından, sana zarar vermekten... Çok korkuyorum."

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now