19 - Ah ne güzel seni sevmek!

381 12 1
                                    

19 Ekim 2017
3.5 yıl önce. Yağmurun Defne'yi Okan'a getirmesinden bir hafta sonra.

"Okan!" diye seslendiğimde mavi gözlü çocuk arkasını dönüp gülümsedi.

"Defne... Naber?" Onu tekrar görmenin vermiş olduğu mutlulukla aramızdaki mesafeyi hızla kapatıp kollarımı boynuna doladım. Muhtemelen neye uğradığını şaşırarak tepkisiz kalmıştı.

"Kollarını belime saracaksın ve sarılmış olacağız." dedim dalga geçerek. Titrek bir şekilde güldükten sonra kollarını belime sardı. "Seni gördüğüme çok sevindim."

"Ben de." dedi, kollarını belimden çekerken. "Boşsan bir kahve ısmarlayayım sana." Gülümsedim. İlki beş dakika sonra başlayacak olan iki tane blok dersim vardı.

"Boşum." dedim. Gülümsedi.

Yakınlardaki bir kafeye geldiğimizde karşılıklı oturduk. Okan Caramel Macchiato söylerken ben de Mocha sipariş ettim.

"Sabah uyandığımda gitmiştin. Aptal gibi de numaranı almamışım... Seni bir daha bulamayacağım diye korktum." dediğimde keyifli bir kahkaha attı.

"Aynı okuldayız ya güzelim." Kullandığı kelime yanaklarımı ısıtırken aynı zamanda kaşlarımı çattım.

"Tamam da yirmi bin kişiyle de aynı okuldayım. Nereden bulayım seni?" Okan gülümsedi.

"Karşılaşmasaydık da ben bulurdum seni." Kaşlarım havalandı.

"Nasıl?" dedim çocukça. Omuz silkti.

"Doğru soru neden?" Kahvelerimiz geldiğinde konuşmamız bölündü. Sıcak kahvemden bir yudum alıp bakışlarımı tekrar ona çevirdim.

"Seni daha yakından tanımayı çok isterim." dedim gülümseyerek. "Uzun zamandır yeni biriyle arkadaş olma isteği duymamıştım. Sahip olduklarım yetiyordu da..." Güldü.

"Çok sevindim." dedi samimi bir gülüşle. "Henüz okulda yeni olduğumdan pek kaynaştığım birileri yok zaten." Kaşlarım havalandı.

"Ha zorunluluktan yani?" dedim kollarımı önümde bağlarken. Kahkaha attı.

"Sen biraz kompleksli olabilir misin acaba ya? Dediğim her şeye bozuluyorsun da." Çocuk gibi omuz silktiğimde sırıttı. "Defne Hanım..." dedi yumuşacık bir sesle. "Sizinle tanıştığım için çok mutluyum. Güneş gibi doğdunuz hayatıma." Gözlerimi devirdim.

"Tamam abartma." dedim gülerek.

"Anlat bakalım... sana yeten arkadaşların?"

"Barış'ı söylemiştim zaten, ev arkadaşım." diye başladığımda çenesi kasıldı. Aklıma gelen ihtimalle gözlerim kocaman açıldı. "Tanıştınız mı?!" Okan derin bir nefes aldı.

"O gece karşılaştık." dedi.

"Bana hiçbir şey söylemedi." dedim şaşkınlıkla. Okan güldü.

"Söylemez tabi. Pek tatlı bir karşılaşma değildi." Sıkıntıyla bir nefes verdim.

"Kusura bakma... Çok iyi bir insandır aslında." dediğimde Okan başını salladı.

"Seni çok sevdiği belli. Korumacı baya. Eminim iyi bir insandır... Anlaşamadık sadece." Dudaklarım büzüldü.

"Eve gidince kızarım ben ona." Okan gülerek başını iki yana salladı. "Ne?! Çok ayıp... sen benim misafirimdin."

"Sorun yok. Gerçekten." Kahvesinden bir yudum aldı. "Diğerlerini anlat." dediğinde anlamazca ona baktım. Güldü. "Gitti tabi kafan. Arkadaşlarını diyorum."

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now