62 - İlk Karşılaşma

239 9 9
                                    

Öfkeyle yumruklayarak çaldığım kapı dakikalar sonra açıldı ve Gizem'in uykulu gözleriyle karşılaştım.

"Defne?" diye mırıldandı şaşkın bir ifadeyle. "İyi misin? Sabah sabah-" Bedenini iterek içeri geçtiğimde sustu ve peşimden geldi. "Ne oluyor?"

"Şimdi de Anıl'ı mı istiyorsun?!" Bağırmamla irkildi. "Cevap ver!"

"Anıl sana ne anlattı bilmiyorum ama... Ben... Sarhoştum Defne." Alayla güldüm.

"Sana ne halde olup olmadığını sormadım! Anıl'ı mı istiyorsun?!"

"O an istedim. Evet."

"Başka insan mı kalmadı?" Beni umursamadan telefonuna göz attığında daha da sinirlenmiştim.

"Sabahın yedisi, Defne. Sonra konuşalım." dedi telefonunu kitaplığın bir rafına bırakırken.

"Şimdi konuşacağız Gizem!"

"Ne duymak istiyorsun?"

"Benim olan şeylere karşı zaafının sebebini duymak istiyorum." Dudaklarından küçük bir kahkaha döküldüğünde kaşlarım çatıldı.

"Senin olan?" dedi alayla. "Okan da Anıl da senin değil Defne..." Kollarını önünde bağladı. "Birini seçecek kadar cesaretin olsaydı en azından bir tanesi senin olabilirdi. Ama şimdi ikisi de boşta..."

"Boşta falan değiller! Bana aşıklar!"

"Ne zamana kadar?" diye sordu meydan okurcasına. "Sonsuza kadar ikisini de elinde tutabileceğini mi düşünüyorsun? Birinin kucağından diğerininkine atlayıp duracak mısın? Üçünüzün de bu kadar midesiz olmamasını umuyorum. Ah pardon... Dördünüzün. Barış'ı unutmuşum. Eminim o da senindir. Öyle değil mi?"

"Benimle sorunun ne?"

"Sorunum ne biliyor musun? Senden daha iyilerini hak eden bu güzel adamlarla oyuncak gibi oynaman. Okan'ı senden kurtaramadım. Dört yılını sana verdi... Ama belki Anıl'ı kurtarabilirim. Gerçi sanki altı ay kadar değil de altmış yıl kadar yıpratmışsın çocuğu. Merak etme... İstanbul'a gittiğin an ellerimle iyileştireceğim onu."

"Anıl senden nefret ediyor." dediğimde güldü.

"Beni en çok heyecanlandıran kısım da bu ya... Öfke dolu bir seks." Bana doğru bir adım attı. "İkimizi bir hayal etsene..." Yüzümü buruşturmamla sırıttı. Aklıma gelen görüntüden kurtulamıyordum. "Anıl'ın da istediği bu."

"Onu tanımıyorsun..."

"Ah... Senden iyi tanıdığım kesin." Parmaklarını saçlarımda gezdirdiğinde tüylerimin diken diken olduğunu hissettim. "Sana kıyamıyordur... Yazık. Ben o ela gözlerin arkasındaki zaafları gördüm Defne. Senin gibi narin bir kadın onun isteklerini karşılayamaz."

"Anıl beni çok seviyor. Aramızdaki... Her şey çok güzel..."

"Emin misin?" Tedirgince başımı salladım.

Bütün özgüvenimi alt üst ettiğinin farkındaydı.

"Anıl'a istediği her şeyi verebilecek kadının ben olduğumu biliyorsun değil mi?"

"Anıl beni istiyor."

"Şimdilik."

"Anıl'ı elimden alacağını düşündürerek beni Okan'dan uzaklaştırmaya mı çalışıyorsun?" dediğimde kahkaha attı.

"Hâlâ ikisini istiyorsun!" dedi gülerek. "İnanılmazsın gerçekten..."

"Okan'a aşık olduğunu söylemiştin!"

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now