66 - Barış & Defne

211 8 31
                                    

"Kaos ve sıkıntıdan başka bir şey getirmedin. Çağrı haklı çıktı."

Gözlerim bir zamanlar en yakın arkadaşım olan çocukla buluştu.

Kerem.

"Sen de hoş geldin." dedim dümdüz çıkan bir sesle.

"Pek hoş bulmadım." dediğinde alayla güldüm. "Geldiğim günden beri senin döküntülerini topluyorum. Tam her şey düzeldi derken-"

"Kerem lütfen." Asya'nın uyarısıyla cümlesini yarıda kesti.

"Merak etmeyin, kalıcı değilim." Deniz'in kaşları çatılırken Okan tedirgin bir şekilde bana yaklaştı.

"O ne demek?" diye sordu. "Muğla'ya mı döneceksin?" Sesi titremişti.

"Hayır. Sadece burada kalmayacağım. Çağrı'nın dediği gibi kendime küçük bir yer bakacağım."

"Saçmalama Defne." dedi Deniz sitemle. "Burası senin evin. Şu duvarları bile birlikte boyadık biz. Gitmek isteyen gidebilir-"

"Gitmek isteyen benim." dedim sözünü keserek. "Sorun çıkarmaya gelmedim. Gideceğim."

"İsabet olur." diyen Kerem'e kırgın bir ifadeyle baktım. Aralarından geçerek merdivenlere yöneldiğimde peşimden gelen adım seslerini işittim. Banyonun önüne gelip kapıyı açacağım sırada bir el bileğimi kavradı. Arkamı döndüğümde mavi gözlerle karşılaştım.

"Burada kal." diye mırıldandı Okan. "Diğerleri de yumuşayacaktır Defne. Biraz zaman ver."

"Umurunda mı?" dediğimde kaşları çatıldı.

"Ne?"

"Umurunda mı Okan? Ne fark eder? Biz seninle zaten birlikte yaşamıyorduk ki. Odamı aldığın için kendini suçlu hissetmene gerek yok."

"Neyin var senin? Barış'la neden tartışıyordunuz?"

"Sana ne?" Sinirle bileğimi bıraktı ve derin bir nefes aldı.

"Hepimizi berbat bir halde bıraktıktan sonra siktirip giden sensin! Her şeye rağmen affettim seni ben. Hâlâ nasıl bu kadar yüzsüz olabiliyorsun ya?!"

"Kimse bana nasıl olduğumu sormadı." Sesim titrediğinde ifadesi yumuşamıştı. "Hiçbiriniz..." Devam edemediğimde ellerimi yüzüme kapattım ve ağlamaya başladım. "Daha geleli birkaç saat oldu... Yarısında uyudum zaten. Hiç mi özlemediniz beni? Ben sizi çok özlemiştim..."

"Şşh... Tamam. Gel bakalım." dedi Okan yumuşacık çıkan bir sesle. Ellerimi yüzümden çektim ve göz yaşlarımı sildim. Okan banyonun kapısını açtı ve elimi tutarak içeri geçti. Peşinden girdiğimde kapıyı kapattı ve kilitledi. Tişörtünü çıkarttığında gözlerim kocaman açıldı. "Üzerindekini çıkar. Bunu giy."

"Arkanı dönsene..." dediğimde kısa bir süre afallasa da vakit kaybetmeden dediğimi yaptı.

Üzerimdeki sweatshirtü çıkardım ve tişörtünü giyindim.

"Pantolonunu da çıkar." Pantolonumu da çıkardığımda gergin bir şekilde ellerimle oynamaya başladım.

"Bitti." dediğimde tekrar bana doğru döndü. Eşofman altını çıkarmaya başladığında gözlerimi kaçırdım.

Okan elimden tutarak beni duşakabine doğru çektiğinde titrek bir nefes verdim.

Kabine girdik ve kapısını kapattık. Suyu açtı ve sırılsıklam olmamızı sağladı.

Dudaklarım istemsizce iki yana kıvrıldı.

"Geçti mi?" diye mırıldandı. Başımı salladım. Gözlerim dolmuştu.

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now