122 - Komşu Sözü

189 4 19
                                    

Karan telefonuna gelen son mesajla birlikte daha fazla yerinde duramamış ve yaklaşık beş dakika içinde hazırlanıp evden çıkmıştı. Saat gecenin üçüydü ve aklını kaçırmış olmalıydı.

Ama siksinlerdi böyle işi!

''Ben mi senin kalbini kırıyorum?!'' diye sitem etti bomboş sokakta. İçi hiç mi hiç rahat değildi. Her ne kadar sinirlense de sitem etse de Defne 'kalbimi kırıyorsun' dediği an akan sular durmuştu. ''Sikeyim Anıl'ı da, Amerika'yı da, olmayan nişanınızı da!'' Ayağının önüne gelen küçük bir taşı tekmeledi. ''Beni öpmek istedin diye taşınılır mı amına koyayım?! Kaç yaşında insanlarız ya!'' Sokağın sonuna park ettiği arabasına vardığında kilitini açtı ve şoför koltuğuna geçti. Direksiyonu sımsıkı kavrayan parmaklarına bir süre baktı ve derin bir nefes aldı. ''Ne yapıyorsun Karan? Ne yapıyorsun oğlum ya!'' Ofladı. Saçlarını çekiştirdi. ''Ne yapacaksın? Kolundan tutup sürükleyecek misin?!''

Bir de gecenin bu saatinde Aras'la uğraşacaktı...

''Ah Defne! Ah Defne!'' Direksiyona sertçe vurdu. "Gelmiyorum lan sana! Sen benden kaçıyorsan, ben de sana gelmiyorum. Hadi bakalım!"

Telefonunu çıkararak son anda gerçekleşen fikir değişikliğinin etkisiyle Ayşe Hemşire diye kayıtlı olan numarayı aradı.

Telefon üçüncü çalışta açılmış, uykulu bir ses ''Alo? Karan Bey...'' demişti.

''Müsait misin? Sana geliyorum.''

Kısa bir duraksamanın ardından gülerek ''Her zaman.'' demişti kadın.

🌑🌑🌑

Karan yanında uykuya dalmak üzere olan kadının dudaklarına minik bir öpücük kondurdu ve kısık bir sesle "Teşekkür ederim... Gitmem lazım." dedi. Genç kadın inanmadığını oldukça belli ederek güldü.

"Yarın izinlisiniz..." diye mırıldandı. "Eğer kalırsanız uyandığımızda sizi çok daha fazla mutlu edebilirim."

"Başka zaman." dedi Karan içten bir gülümsemeyle.

"Geçireyim öyleyse sizi..." dedi kadın pes ederek. Tam yataktan kalkacağı sırada karan omzundan bastırarak onu durdurdu.

"Lütfen zahmet etme... Yolu biliyorum."

"Kendinizi kötü hissetmenize gerek yok." dedi Ayşe Hemşire bir kez daha gülerek. Parmakları Karan'ın sakallarında dolaşmaya başlamıştı.

"Ne için?" derken Karan'ın sesi şaşkın çıkmıştı.

"İşiniz bittiğinde istediğiniz gibi çekip gidebilirsiniz ama siz her seferinde bir açıklama yapmaya çalışıyorsunuz..." Kocaman gülümsemişti kadın. "Sanırım bu yüzden dinlenme/dedikodu odasının vazgeçilmez ismisiniz... Adınız hemen hemen her iş arkadaşımın dilinde." Buruk bir gülümseme yayıldı Karan'ın yüzüne.

"Beceremiyorum bu çapkınlık işini, değil mi?" dediğinde genç kadın koca bir kahkaha attı.

"Fazla tatlısınız..." Karan dudaklarına yaklaşan kadını yarı yolda karşıladı ve ona güçlü bir öpücük verdi. "Maria Hanım'ı böyle tavlayamazsınız yalnız, söyleyim..." Gülmüştü Karan.

"Tavladım bile." demişti göz kırparak.

"Şaka yapıyorsunuz!"

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now