73 - Sufle

194 8 29
                                    

"Aç kapıyı Barış!" Dakikalardır yumrukladığım kapı bir türlü açılmadığında sinirle ofladım. "Asya! Deniz!"

"Barış çekil! Manyak mısın amına koyayım! Ne yapıyorsun?!" Deniz'in sesi içerden gelmişti.

"Bu eve bir daha giremezsin Defne!" Alayla güldüm.

"Gerizekalı! Al evini başına çal! Aç şu kapıyı konuşacağız!"

"Siktir git!" Kapıya öfkeyle sert bir yumruk geçirdiğimde elimin acısıyla dişlerimi sıktım.

"Çekil Barış!" Okan'ın sesini duymamla istemsizce birkaç adım geriledim.

"Defne bu evin yakınına bile yaklaşmayacak duydunuz mu beni?!" Gözlerimi devirdim.

"Ne saçmalıyorsun sen? Çekil şuradan!"

"Çekilmiyorum!"

"Burası sadece senin evin değil Barış! Hepimizin evi!" diye bağırdı Asya.

"Hepiniz siktirin gidin o zaman!"

"Barış kes şunu!" diye bağırdım. "Bana kızgınsın! Yok yere insanların canını yakma!"

Dış kapı birden açıldığında hızla geri geri gittim.

Ateş saçan kara gözler gözlerime kitlendi.

Barış hızla aramızdaki mesafeyi kapatıp kolumu sıkıca kavradı.

"Defol git lan o zaman!" diye kükrediğinde irkildim.

Kolumu tutuşu sıkılaşırken beni ittirdiğinde ayaklarım birbirine dolandı ve dizlerimin üzerine düştüm.

Okan hızla aramıza girip Barış'ı göğsünden ittirdi.

"Kafayı mı yedin lan! Ne yapıyorsun?!"

Deniz ve Asya'da koşar adım dışarı çıkıp aramıza girdiler.

Asya kalkmama yardım ederken kendimi tutamayarak güldüm.

"Hava güzel diye şort giymiştim... Şu halime bak." Asya kan içindeki dizlerime bakarken yutkundu.

"İyi misin?"

"İyiyim..."

"Sabah oldu kapımda bittin! Hayırdır Defne Hanım?! Geceniz güzel geçmedi mi?! Eski nişanlınla hasret gideremedin mi?!"

"Ne?" Okan'ın dudaklarından kaçan tepkiyle derin bir nefes aldım. Asya tuttuğu kolumu bırakıp birkaç adım uzaklaştı ve şaşkınca suratıma bakmaya başladı.

Barış ne yaptığının bilincinde bir şekilde gülümsüyordu.

"Eski nişanlın mı?" diye mırıldandı Asya.

"Aa! Pardon! Ağzımdan kaçtı!" dedi Barış alayla.

"Pisliğin tekisin." dedim soğuk bir gülümsemeyle. "Senden özür dilemeye geldiğimi falan mı sandın? Benden uzak durmanı söylemeye geldim! Evine falan da adımımı atmam! Bir daha sakın ona dokunma! Duydun mu beni?! Sana yalvardım ben! Sarhoş, dedim! Durmadın! Hastasın sen! Bir de haklıymışsın gibi beni mi kovuyorsun?! Merak etme... Yüzümü göremezsin bir daha!"

"Lan ben seni koruyordum! O orospu çocuğunu mu savunuyorsun bana?! Onun için apartmanın önüne attırıyordun lan beni!"

"Neyden koruyordun?!" diye bağırdım öfkeyle. "Hiçbir şey yapmıyordu! Dinlemedin bile beni! Aklına koymuşsun ona zarar vermeyi! Rahatladın mı bari?!"

"Rahatladım amına koyayım! İçimin yağları eridi! Nefesi kesildi ya... Kafasını çarptı hani bir de! Nasıl iyi geldi anlatamam!"

"İğrençsin." dedim yüzümü buruşturarak. "Muğla'ya geldiğin zamanın intikamını alıyorsun değil mi?! Beni önce sen mahvettin! Onun senin bıraktığın harabeyi düzeltmesi gururuna dokundu değil mi?!" Barış kocaman bir kahkaha atarken diğerleri şaşkınca bizi izliyordu.

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now