138 - Güzel, Nazlı Sevgilim

188 4 11
                                    

Şebnem güzel bir kadın.

Çok güzel bir kadın.

Hatta karşılaştığım en güzel kadınlardan biri olabilir!

Dili de pek bir tatlı... Hem komik, hem ciddi, hem seksi, hem hem hem... İyi olan her şey! Aras'la da aralarında bir çekim var ki, sormayın! Kırk yıldır tanışıyor gibiler! Aynı şeylere gülüyorlar, aynı şeylere kızıyorlar, her şeyleri aynı!

Aynı yemeği sipariş ettiklerini de söylememe gerek var mı?

Minnetle, sevgiyle, kocaman bir gülümsemeyle bakıyor Aras ona. Gözlerinin önüne düşen bir tutam saçı Şebnem'den önce yakalıyor mesela. Düşen elbisesinin omzunu düzeltiyor anında. Elleri, kolları, ayakları, mimikleri bile bir ahenk içinde.

Yemeklerimiz sofraya geldiği an mesela... Aras tabağındaki közlenmiş domatesleri Şebnem'in tabağına koydu hiçbir şey demeden. Şebnem de ona biberlerini verdi. O kadar doğal ve içtendi ki hareketleri afallayıp kaldım. Aras'ı daha önce hiçbir kadınla böyle görmemiştim. Böyle... Böyle... Şey gibi... Ruh eşi?

Öyle tatlıydı ki Şebnem, kıskanan taraflarımı döverek susturmak zorunda kaldım. İçimde şiddetli bir savaş verdim. Kimse fark etmedi bile. Aras'ı kıskandım, kabul. Kıskandım ama kim kıskanmaz ki! En değer verdiği insan benmişim! Hah! Yerseniz! Şebnem'in ağzına düşecek utanmasa!

Bir de masada ikimizin de sandalyesini çekerek kibarlık yapmasının ardından Şebnem'in yanına oturmayı seçmesi... Ah... Sırtımdaki bıçağı hissedebiliyor musunuz?

Yapayalnız kaldım oracıkta. Tamam... Yanımdaki sandalyenin boş olmasını bu kadar abartmamam gerekir belki ama... Ama... İşte. Üşüdüm! Soğuk esti sağ tarafımdan! Aras yanıma otursaydı öyle olmazdı.

İlgim az kalınca canım şımarmak çekti biraz. Ama ya Aras Şebnem'in yanında beni sallamazsa diye korktum. Yine de kollarımı okşadım ellerimle. Havanın otuz derece olması beni ilgilendirmiyordu!

"Üşüdün mü sen?" dedi Aras anında. Dudaklarım kıvrıldı iki yana. Başımı salladım. Endişeyle kalktı oturduğu yerden. Ceketini omuzlarıma yerleştirdi. Elinin tersini alnıma koydu. "Defne hava çok sıcak... Emin misin üşüdüğüne, ateşin falan olmasın?" dedi.

"Bilmem ki..."

"Yok gibi ateşin ama-"

"Öyle anlamazsın... Öpsene." dediğimde Şebnem'e değdi bakışları. Sonra uzanıp alnımı öptü kısacık.

"Yok ateşin." dedi. Yerine geçti tekrar. Omzumdaki ceketle kaldım. Piştim olduğum yerde!

"Yüzüğüne bayıldım Defne!" dedi Şebnem yeni bir konu açarak. "Özel tasarım mı bu?"

"Evet. Öyleymiş. Nişanlım almıştı."

"Eski nişanlısı." diye düzeltti Aras.

"Ah... Zevkli adammış."

"Öyledir..."

"Yemeğini yemedin Defne?" dedi Aras.

"Yiyorum..."

"Olduğu gibi duruyor tabak. Sevmedin mi yoksa? Başka bir şey söyleyelim istersen?"

"Kılçıklı balıkmış bu... Bilemedim ben. Diğerinden sandım."

"Dur, ayıklayayım ben hemen." diyip kalktı yerinden. Gülümsememek için çok zor tuttum kendimi. Yanıma oturdu Aras. Balığımın kılçıklarını ayıklamaya başladı. Önüme koyduğu etli kısımları yedim ben de. Salatamdan da yedim keyifle. Rakımdan koca bir yudum aldım. Ayıklama işlemi bitince kalkacak gibi oldu. Elimi bacağına koydum hızla. Göz göze kaldık bir süre. Yavaşça tuttu elimi, kucağıma koyup gülümsedi ve kalkıp Şebnem'in yanına oturdu.

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now