145 - Sen Affetsen, Ben Affetmem.

238 5 8
                                    

On altı basamağı neredeyse yarım saatte çıktı kadın. Her bir basamakta daha da güçten düştü. Ağladı. Sesi duyulmasın diye elini ağzına kapattı. İki basamakta bir olduğu yere çöktü. Bayılacağını sandı. Bayılmadı da. Hiçbir şey olmadı. Göğsündeki acıyla, sıkışmışlıkla kalakaldı. On altıncı basamağı çıktığında nihayet dokuz numaralı kapının önüne geldi. Elleri titriyordu. Bacakları. Her yeri. Duvara tutundu düşmemek için. Bir ölünün cesedini andırıyordu bedeni. Bembeyaz ama solmuş bir ten, mor gözaltları ve rengi çekilmiş dudaklar. Kapı ziline alnını dayadı. Orada öylece durdu. Kulaklarına dolan rahatsız edici ses uzun bir süre devam etti. En nihayetinde bir el kolundan tutup onu zilden uzaklaştırınca ses kesildi. "Ne yapıyorsun? Bir kere basıp beklesene!" dedi Karan sinirle. Kolundan tutup çektiği kadının yüzüne bakınca donakaldı. Zorlukla yutkundu. "Ne bu hâlin?" dedi. Hiçbir şey söylemedi Defne. Karşısındaki adamın gözlerine donuk donuk bakmaya devam etti. "Defne? Ne oldu? Korkutuyorsun beni."

"Çok pişmanım." dedi kadın yalnızca. Sesi kısık çıkmıştı. "Seni kaybetmek istemiyorum... Çok yalnızım." Birden ağlamaya başlamıştı. "Senden başka kimsem yok! Çok yalnızım! Bana bir şans daha ver, yalvarırım!" Genç kadın karşısında hıçkırarak ağlamaya başladığında onu nazikçe evine soktu Karan. Kapıyı kapattı. Defne de o kapının önünde yere çöktü. İçi dışına çıkana kadar ağlamaya devam etti.

Karan'sa sessizce yanına oturdu. Ağlamasına izin verdi. Onu izlerken içi gitse de karışmadı, bir şey söylemedi. Yalnızca uzanıp elini tuttu. Bunu yaptığında daha da çok ağladı kadın.

"Affet beni... Çok pişmanım! Affet, ne olur! Bana bir şans daha ver... Bize bir şans daha ver Karan, yalvarırım."

"Şşh... Sakinleştiğinde konuşalım." dedi adam ılımlı bir tonda. Defne'nin elinin üstünü okşadı.

"I-Ih! Şimdi! Sana ihtiyacım var Karan. Yanımda olmana ihtiyacım var! Sensiz yapamam..."

"Defne lütfen, önce sakinleş."

"Bir şey söyle bana! Bir cevap ver! İstemiyor musun?!"

İç çekti adam.

"İstemiyorum." dedi.

Suratına afili bir tokat yemiş gibi oldu kadın. Donakaldı.

"H-Hayır bırakma beni." diye mırıldandı. "Hayır Karan, ne olur. Ne istersen yaparım. Yalnız bırakma beni-"

"Arkadaşız. Seni asla yalnız bırakmayacağım. Ama ilişki istemiyorum. Tamam mı güzelim?"

"Hayır." dedi kadın inatla. Dehşetle karışık bir ifade vardı yüzünde. "Hayır, hayır... Seviyorsun beni!" Karşısındaki adamın yüzünü ellerinin arasına aldı telaşla. "Seviyorsun, aşıksın bana!"

"Defne yapma... Çek ellerini."

"Beni seviyorsun! Ben de seni seviyorum! Şu son iki gün yaşanmamış gibi yapacağız, tamam mı? Tamam mı sevgilim?"

"Tamam değil Defne! Zorlama! Çekil lütfen!"

Birden Karan'ın kucağına çıktı Defne. Bacaklarını iki yana ayırarak üzerine yerleşti. "Beni seviyorsun, ben de seni seviyorum." dedi bir kez daha, bozuk plak gibi.

Dudaklarını Karan'ın dudaklarına bastırdı. Öpüşü öyle telaşlı, öyle anormaldi ki bu hâli Karan'ı korkutmaya yetmişti. İttirdi kadını kucağından. Hızla ayağa kalktı. Defne de peşini bırakmadı, hemen ayaklanıp dibinde bitti.

"Ilık bir duş almak ister misin?" diye sordu adam. "İyi gelir... Sakinleşirsin biraz."

"I-ıh! Sokma beni duşa!" dedi Defne telaşla. Sesi korku dolu çıkmıştı. "Sokma! Öldürürüm kendimi! Boğarım! Sokma ne olur, izin verme! Oğlum var benim!" Birden hıçkırıklara boğuldu kadın tekrar.

KOMŞU ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin