65 - İstanbul

201 10 22
                                    

Sırtımı yasladığım soğuk duvar bile içimdeki ateşin etkisiyle ısınmıştı.

Ela gözlerin üzerimde olduğunu bilsem de gözlerimi açıp onlarla karşılaşmaya gücüm yoktu.

Titreyen bacaklarımın da etkisiyle yavaşça aşağı doğru kaydım ve yere oturdum.

Canım çok acıyordu.

"Defne-"

"Sus." Sesini duymaya tahammül edemiyordum.

"Gittin sandım..."

"Sus."

"Defne... Seni çok-"

"Sus, diyorum! Kes sesini!" Başımı ellerimle dizlerim arasına koydum.

Onun yanında ağlamak istemiyordum.

Ama elimde değildi.

Boğazımdan bir hıçkırık koptuğunda devamını engelleyemedim.

Dakikalar boyunca ağlamam dinmemişti.

Anıl hiçbir şey söylemiyor, bir metre uzağımda aynı benim gibi sırtını duvara yaslamış öylece oturuyordu.

Neredeyse yarım saat süren sessizliği bozan ben oldum. Başımı kaldırdım ve bakışlarımı ona doğru çevirdim. Yaşlı gözleriyle öylece beni izliyordu.

"Şaka yaptım, de." Başını iki yana salladığında kollarımı kendi etrafıma sardım. "Hani sürpriz hazırlıyordun? Şaka, değil mi? Hadi Anıl... Komik değil. Çok canım acıyor."

"Çok özür dilerim." diye mırıldandığında gözlerim tekrar yaşlarla doldu.

"I-ıh. Sen böyle bir şey yapmazsın. Çok aşıktın bana... Hem de doğum günümde. Asla yapmazsın. Beni senden daha çok seven kimse yok ki..."

"Ben doğum günün olduğunu-" Tekrar ağlamaya başladığımda sustu.

"Aşık olduğun kadının doğum gününü nasıl bilmezsin?!" Ellerimi yüzüme kapattım. "Elif sürpriz hazırladığını söylemişti... Anıl hadi... Devam etme lütfen. Çok canım acıyor."

"Çok özür dilerim."

"Özür dileme!"

"Affet beni..." Ellerimi yüzümden çektim ve gözlerimi ela gözlere diktim.

Şaka değildi.

Beni aldatmıştı.

"Asla." diye mırıldandığımda başını iki yana salladı.

"Bize bir şans daha ver. Yalvarırım Defne."

"Asla."

"Sensiz yaşayamam ben..." Sesi titremişti.

"Öl o zaman." Bir süre sessizlik oldu. Gözlerimi kapattım ve kafamı duvara yasladım.

Öyle demek istememiştim.

"Ölme..." diye mırıldandım. Anıl'ın elini elimin üzerinde hissettiğimde irkilerek gözlerimi açtım.

Elimi çekememiştim.

"Affet beni. Ne istersen yaparım Defne. Affet... İstersen ölürüm de." Başımı iki yana salladım.

"Affedemem." Gözümden akan bir damla yaşı baş parmağıyla sildi. "Nasıl yapabildin bunu bana? Hani sevmiştin?" Sesim fısıltı gibi çıkmıştı.

"Sevdim. Çok sevdim. Hâlâ seviyorum... Yemin ederim. Aşığım sana." Saçlarımı okşadı. "Telafi etmeme izin ver. Ne olur..."

"Edemezsin."

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now