76 - Yalancı

194 8 22
                                    

Kapım tıklatıldığında gözlerimi araladım ve ruhsuz bir şekilde yataktan kalktım.

Gözlerim aynadaki yansımamla buluştuğunda titrek bir nefes verdim.

Berbat olmasa da harika göründüğüm de söylenemezdi.

Misafirimiz için giyindiğim kıyafetlerimin yerini şort ve tişört almıştı. Makyajımı çoktan çıkarmış, saçlarımı taramakla yetinmiştim.

Gözlerim ağlamaktan kızarmasaydı çok daha iyi gözükebilirdim.

"Defne..." diye seslendi Anıl tedirgin bir tavırla. "Gelmek üzereler. Çıkmayacak mısın?"

Yaptığımız korkunç ötesi konuşmadan beri, yani üç saattir, bir araya gelmemiştik.

Bu süreçte ne yaptığı hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Gizem'i araması ve beni tehdit etmesi bardağı taşıran son damlaydı. Yüzünü bile görmek istemiyordum.

Bütün bedenim ona olan nefretimle kavruluyordu.

Zil sesini duymamla Anıl odamın önünden uzaklaşmıştı.

Sessiz adımlarla odamdan çıktığımda Anıl kapıyı açıyordu.

Kapı açıldı ve bir çift mavi gözle karşılaştım.

Dudaklarım istemsizce iki yana kıvrılırken mavinin içimdeki sıkıntıları alıp götürdüğünü hissettim.

"Defne Abla!" Yağmur, Anıl'ı es geçip bana doğru koşmaya başladığında dizlerimin üzerine çöktüm ve kollarımı kocaman açtım.

Kolları boynuma dolandığında sarılışına sıkıca karşılık verdim.

"Mavişim gelmiş!" Yüzümü boynuna gömdüm ve kokusunu içime çektim. "Yağmur'um..."

İsminin benim için ifade ettiği anlamı bu sekiz yaşındaki çocuk bile çok iyi biliyordu.

Birbirimizden ayrıldığımızda parlayan gözleriyle yüzüme bakmaya başladı.

"Kocaman olmuşsun!" dediğimde bunu bekliyormuş gibi kıkırdadı.

"İki santim uzadım!" dediğinde abartılı bir şaşırma ifadesi takındım.

"Benim mavişlerim hep uzun oluyor zaten!" dediğimde güldü.

"Okan Abi'min boyu kaç?!" dedi heyecanla.

"Okan Abi'n çok uzamış..." dedim dudaklarımı büzerek. "Çok uzak kaldım ona..."

"Anıl Abi'mden de mi uzun?!"

"Evet..." diye mırıldandım. Anıl'ın iç çektiğini işittim. "Biraz daha uzun..."

"Sen de uzasaydın... Sen neden uzamadın?" dediğinde kendimi tutamayarak güldüm.

"Durdu benim uzamam..."

"Annem bana dedi ki... On sekiz yaşına kadar uzadığın kadarsın! Basketbola yazdıracağım seni, dedi! Okan Abi'm kaç yaşında ki?"

"Yirmi üç yaşında... Ama o uzamaya devam ediyor öyle. Gıcık!"

"Ben de sonsuza kadar uzayacağım!" dedi heyecanla. "Okan Abi'me sorar mısın, sırrı neymiş?"

"Kendin sorarsın... Sizi tanıştıracağım. Söz verdim ona... Çok merak ediyor seni." Kocaman gülümsedi.

"Gerçekten mi?!" Başımı salladım. "Çocuğunuza benzediğim için mi?" dediğinde gülümsemem kısa bir an solsa da hemen toparladım.

"Evet..." Boğazımı temizledim. "Hem çok güzel basketbol da oynuyor. Belki sana öğretir."

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now