95 - Şah ve Mat

156 6 28
                                    

Ders çıkışı Selim Hoca'nın mesajıyla adımlarımı onun odasına doğru yönlendirdim.

Kapıyı iki kez tıklatıp "Gel." dediğini duyduktan sonra açtım.

İçeri girip kapıyı kapattım ve birkaç adım attıktan sonra odada yalnızca Selim Hoca'nın olmadığını gördüm.

Anıl... Hoca da buradaydı.

Anlaşmayı sakın unutma Defne!

"Hoş geldin Defne'ciğim." dedi Selim Hoca beni görür görmez. Gülümsedim.

"Merhaba hocam... Nasılsınız?"

"İyiyim canım... Otur lütfen." Anıl Hoca'nın karşısındaki koltuğu gösterdiğinde oraya geçtim. Saçma olmamasını umarak başımla ela gözlü adama da selam verdim.

Karşılığında benzer bir selam aldım.

"Saçların güzel olmuş." dedi Selim Hoca gülerek. "Cesur bir karar."

"Teşekkür ederim..."

"Ah... Gözlerine bakınca babanı görüyorum çocuk. Onu çok özledim."

Ben çocuk değilim demeyeceğim tek bir insan varsa o da Selim Hoca olabilirdi. Onun karşısında kendimi küçücük bir kız çocuğu gibi hissediyordum.

Çünkü bana babamı hatırlatıyordu.

Buruk bir ifade yayıldı suratıma.

"Ben de..." diye fısıldadım.

"Muğla'ya gitmeyeli çok oldu. Ziyaret etmek lazım bir gün... Anıl Hocam geçen gün oralardaydı gerçi... Nasıl geçti hocam?" Duyduğum cümleyle başımı hızlıca ela gözlü adama çevirdim.

Muğla'ya mı gitmişti?

Orada ne işi vardı?

Gizem!

Gizem'e mi gitmişti?!

Anıl Hoca yüzümde nasıl bir ifade gördüyse başını hızla iki yana salladı.

Görüntüsü bulanıklaşmaya başladığında gözlerimin dolduğunu anladım.

"Hocam dersim başlayacak birazdan." dedim konuyu değiştirerek. "Beni neden çağırdınız?" Selim Hoca'ya dönmüş gülümsemeye çalışmıştım.

"Ah evet! Aklımdan çıktı gitti bile... Defne'ciğim, biliyorsun ki Kış Festivalleri başlıyor."

"Evet hocam."

"Bu sene mezun olacağın için senin de katılman gerektiğini düşündüm ve adını yazdım." Kaşlarım havalandı. "Okulu biraz boşladığını fark ettim ve açıkçası arkandan küçük bir iş çevirdim." Selim Hoca'nın yerinde başka biri olsa bağırıp çağırabilirdim ancak yüzündeki tatlı diyebileceğim ifade beni engelliyordu. "Yine de seni fazla zorlamak da istemiyorum... O yüzden proje kısmı yerine asistanlık kısmında olacaksın. Kendi bölümüne de tecrübe kazandıracaktır bu."

"Tabi... Şey... Ben teşekkür ederim. Hangi alana yazdırdınız adımı?" diye sordum tereddüt ederek.

Ne olur düşündüğüm şey olmasın!

"Psikoloji." dedi Selim Hoca kocaman gülümseyerek. Düşündüğüm şey olmuştu. "Bölümün bu seneki faaliyetlerini Anıl Hoca sürdürecek. Ben de tanışıklığınıza dayanarak sizi bir araya getirmenin iyi olabileceğini düşündüm." Çok iyi düşünmüşsünüz hocam! "Ayrıca asistanlık şartlarında haksızlık olmaması adına asistanlık edilen eğitimcinin hiçbir dersini almıyor olmak gerek. Sen de bu tanıma uyuyorsun. Birlikte harika bir iş çıkaracağınıza eminim. Anıl Hocam da benimle aynı fikirde. Değil mi hocam?"

KOMŞU ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin