100 - Komşu Çocuk!

211 8 109
                                    

Her gün bölüm yazan, asla final yapmayan ve sündürdükçe sündüren yazarınızdan!

Kendi kendime 'daha yeni başlıyoruz' dediğimi duysanız koşarak kaçmaya başlardınız...

Ama öyle... Daha yeni başlıyoruz.

Final falan yok.

Ben dahil toplam sayısı dört olan okuyucuyla birlikte atlatmamız gereken bir sezon finali daha olacak!

Üçüncü sezonu yazıya dökmesem de kurgulamaya başladım ve inanın bana çok çok çok heyecanlıyım.

Bu kadın ne konuşuyor, neden konuşuyor diyenler... Merak etmeyin. Hemen açıklıyorum...

Komşu Çocuk 100. bölümü kutlu olsunJDHAJSNAMJDKDKS (alkışlar)

Asla bitmeyen kitabın asla vazgeçmeyen yazarından gökyüzü dolusu sevgiler.

Güneş, Bulut ve Yağmur üstünüzden eksik olmasın.

Ben hepsini çok seviyorum!

●●●

"Sana var ya... İnanamıyorum lan! Yirmi beş yaşına gelmişsin! Çocuk musun sen?! Saatlerdir seni arıyorum lan! Sabahın köründe bir saat yol geldim, yoksun! Randevu saati geçtiği an bana konum atıyorsun, bir de geçmişsin karşıma hastaneye gitmek istemiyorum diye ağlıyorsun lan! Hadi onu geçtim! Meyhanede ne işin var senin?! Alkol yok, demedik mi sana?!" Barış'ın yüksek sesi kafamı çatlatırken başımı duvara yasladım.

"Canım... Meze çekti... Polat abi... Çok güzel meze yapıyor. Susadım sonra... Acı... Acı meze... Sofraya da sürahi koymuş... Ben de içtim... Aa! Bir baktım... Şey... Rakıymış..."

"Lan kimi kandırıyorsun sen?! Zil zurna sarhoş olmuşsun! Tadına bakınca anlayıp bırakmadın mı?!"

"Mezenin yanında... Güzel gidiyor... Bırakamadım-"

"Anıl kendine gel!" Kolumu tutarak beni sarstığında güldüm. "Kalk götüreceğim seni!" Başımı hızla iki yana salladım.

"Hastaneye gitmem!"

"Hastane mi kaldı amına koyayım?! Kalk! Eve gideceğiz!"

"Şaka mı söylüyorsun?" dedim kaşlarımı çatarak. "Bak beni yalan söyleme!"

"Nece konuşuyorsun amına koyayım?! Kalk! Yalan söylemiyorum! Eve gideceğiz!"

"Dur!" dedim kolumdan çekiştirdiğinde. "Sarma kalmış. Ben sarma çok severim." Tabakta duran sarmaları ağzıma sokuşturmaya başlamıştım. "Son do yo, çok gozol!"

"Yavaş ye yavaş!" Elime vurduğunda güldüm.

"Acodo." Arkama yaslandım ve gözlerimi kapattım.

"Uyuma! Yut şu ağzındakini!" dedi Barış sitemle.

"Yutuyom bekle... Aa yutmuşum... Başka sarma var mı?"

"Yok. Kalmadı."

"POLAT ABİ!" diye bağırdım. "SARMA İSTİYOM BEN, YOLLUK KOYSANA BANA-"

"Lan bağırma, ben bi koyacağım şimdi sana!" Barış elini ağzıma kapatmıştı.

"Sarma mı? Koysana..." diye mırıldandım. Başım bir yere düşmüştü.

"Allah'ım sen sabır ver ya! Oğlum kalk! Sırnaşma!"

"Baba?" dedim şaşkınca.

"Ebenin amı! Ne babası lan?!"

"Oğlum dedin... Gözlerimi açamıyom..."

KOMŞU ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin