157 - Aşk Kırıntısı

212 6 27
                                    

"Başka biri gelmedi aklıma oğlum, kusuruma bakma. Anasonun içine çektim seni de... Baban da yurtdışındaymış." dedi adam oldukça mahçup bir tavırla. Bir eli genç adamın omzundaydı.

"Olur mu öyle şey Polat Abi?" dedi Aras sitemle. "Beni çağıracaksın tabi... Kardeşim o benim."

"Ondan değil oğlum... Alkolü bıraktın ya hani sen... Canın çekiyordur şimdi-"

"Sıkıntı yok abim. İyiyim ben..."

"Aman ha... İyi ol. İyi ol Aras'ım benim."

"Bu hayta ne zaman iyi olacak asıl?" dedi Aras gülerek. Masada sızmış kalmış kardeşinin saçlarını karıştırdı. Sevgi dolu bir hareketti bu.

"Bilmiyorum inan. Ama ben daha önce böyle görmedim onu. Çok kötüydü Aras... Ağladı bütün gece. Hıçkıra hıçkıra ağladı. İki sürahi devirecekti de çektim aldım önünden ikinciyi... Çok korkuttu beni. Büyüdükçe derdi de büyüyor bu oğlanın... Aynı senin gibi-"

"Sıkma sen canını." dedi genç adam güven veren bir sesle. "Çok güçlüdür Anıl. Her neyse toparlar... Ben şimdi bir güzel ayıltırım onu. Yatar, dinlenir. Sabah sorarım derdi neymiş diye..."

"Sor oğlum, sor... Yalnız bırakma kardeşini."

"Bırakmam..."

"Yardım edeyim de taşıyalım arabaya, hadi..." dedi adam. Omuzlarına aldılar Anıl'ı yavaşça. Ağırlığının çoğu abisine bindi. Zor bela yatırdılar arka koltuğa. "Eşek kadar olmuş." dedi adam nefes nefese. Güldü Aras da.

Vedalaştılar sonra, sarıldılar sıkı sıkı. "Sen iyisin ama, değil mi?" diye sordu Polat Abi emin olmak istercesine.

"İyiyim dedim ya abim. Turp gibiyim..."

"Gönül işleri nasıl gidiyor? Defne kızım mı hâlâ kalbinin sahibi-"

"Konuşmayalım abi şunu..." deyiverdi Aras. "Yani... Normal değil, biliyorsun. Öyleymiş gibi konuşmayalım. Alkollüyken kolay da... Ayığım artık. Olmaz."

"Utanma oğlum..." dedi adam. Üzülmüştü Aras'ın hâline. "Benimle her şeyi konuşabilirsin."

"Biliyorum... Biliyorum da. Aşmaya çalışıyorum ben... Yani... Defne'yi. Hem onun için hem de... Kardeşim ve Bulut için. Onları kaybetmemek için. Başka kimsem yok ki zaten."

"Üzme kendini ama bunu yaparken... Yorma. Tamam mı oğlum? Aşk laftan anlamıyor. Olmazsa da yıpratma kendini-"

"Oluyor gibi." dedi Aras küçük bir gülümsemeyle. "Olacak... Eminim. Ben... Terapiye gidiyorum. Öyle... Aramızda kalsın ama."

"İyi geliyor mu bu?"

"Geliyor... Çok iyi hem de. Alkolden daha çok sikiyor kafamı terapide yaptığım konuşmalar. Ama bir o kadar da iyi geliyor." Kocaman gülümsediler karşılıklı.

"Çok sevindim oğlum." dedi adam. Son bir sarılmadan da sonra vedalaştılar. Direksiyon başına geçti Aras. Anıl'ın evine doğru çizdi rotayı.

●●●

"Anne... Babam gelmeyecek mi?" dedi Bulut dudaklarını aşağı sarkıtarak. "Ama herkesin babası gelmiş."

"Anneciğim baban müsait değilmiş bugün... Ama akşama telafi etmek için küçük bir sürprizi varmış sana!" dedim heyecanlı çıkarmaya çalıştığım bir sesle. Aslında bu söylediğim bir yalandı ve akşama kadar Anıl'a ulaşmayı başarıp Bulut'a zorla küçük bir sürpriz yapmasını sağlamayı umuyordum.

Evimden çıktığı andan beri ondan en ufak bir haber alamamıştım. Telefonu kapalıydı.

"Defne! Bulut!" Karan'ın sesiyle arkamı döndüm. Dudaklarım iki yana kıvrıldı. "Çok korktum yetişemeyeceğim diye!" dedi. Nefes nefeseydi. Kollarının arasına çekti beni hızla. Dudaklarını boynuma bastırdı. Sonra benden ayrılıp Bulut'u kucakladı sımsıkı. "Okula mı başladın sen?!" dedi oldukça sevimli bir tavırla. Karnını gıdıkladı. Kıkırdadı Bulut da.

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now