86 - Defne'nin Ailesi

203 8 73
                                    

Alnımda tanıdık dudakların baskısını hissettiğimde gülümsedim.

"Hadi kalk artık." dedi Anıl tatlı bir sitemle. "Kahvaltını yapıp hazırlanman lazım... Derse geç kalacaksın."

"Bıktım okuldan..." diye mırıldandım gözlerimi açmadan. Küçük bir kahkaha attı.

"Ah bir de gitsen..."

"Dört gün gittim..."

"Kıyamam sana." dedi gülerek. Gözlerimi açtım ve oflayarak doğruldum. Üzerini giyinmiş, yatağın ucuna oturmuştu.

Bugün gömlek yerine siyah boğazlı bir kazak giymişti.

Gözlerim üzerinde takılı kalırken boğazımı temizledim.

"Muğla'da hiç böyle şeyler giymiyordun." dedim.

"Muğla çok sıcaktı çünkü. Kampüste donuyorum." dedi gülerek. "Beğenmedin mi?"

"Böyle giyinirsen... Kimse alyansını görmez bile." dedim sitemle. Gülümsedi.

"Beğendin yani?" Elimi kazağının üzerinden kollarında gezdirdim.

"Çok belli ediyor..." dedim kaşlarımı çatarak.

"Neyi?"

"Kaslarını."

"Hadi güzelim." dedi gülerek ve ayağa kalktı. "Git hazırlan. Kahvaltıya bekliyorum." Odadan çıktığında banyodaki işlerimi hallettim ve kıyafet odasına girdim.

Ben de siyah boğazlı kazak giyecektim.

Kazağımın altına mini antrasit bir kumaş etek ve siyah külotlu çorap giydim. Siyah kısa çizmelerimi de giyindiğimde hazırdım. Saçlarımı dağınık topuz yaptım ve küçük birkaç tutamın gözlerimin üzerine düşmesine izin verdim. Dudaklarıma parlatıcı ve kirpiklerime de rimel sürdüm. Tam odadan çıkacağım zaman Anıl'ın komidininin üzerinde eski parfümümü gördüm.

Muğla'da kullandığım parfüm.

Parfümden de üzerime sıktıktan sonra odadan çıktım.

Anıl tezgahta bana arkası dönük olarak bir şeyler yapıyordu.

Ona doğru birkaç adım attığımda bana döndü.

Elinde bir pasta vardı.

Benim gözlerim pastaya, onunkilerse bana kitlenmişti.

Yetimhanede yemeklerimi hep elimden alıyorlardı. Çok zayıftım... Hiçbir şeye gücüm yetmiyordu. Pasta günlerimiz vardı. Pastamı da alıyorlardı... Çok üzülüyordum. Ben pastayı çok severim çünkü.

"Çok güzel olmuşsun." dedi oluşan tuhaf sessizliği bozarak.

Masaya doğru ilerledi ve pastayı ortasına bıraktı.

Tekrar bana doğru döndü.

Hayranlıkla bana bakıyordu.

Ben de aynı şekilde ona baktığımdan emindim.

Bana pasta mı almıştı?

Hayır.

Almazdı.

Bana pasta yapmıştı.

Elleriyle.

Gözlerim dolarken bana doğru birkaç adım attı.

"Uyumlu olmuşuz..." dedi kocaman gülümseyerek. Başımı salladım.

"Alçım biraz bozuyor görüntüyü ama..." dediğimde güldü.

"Harika görünüyorsun." dedi ellerini belime yerleştirerek. Gözlerini kapattı ve başını omzuma doğru yaklaştırdı.

KOMŞU ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin