26 - Kravat

307 7 24
                                    

Üç Hafta Sonra.

"Defne! Rahat dur ya!" dedi Anıl, yastığa kapattığı suratından dolayı boğuk çıkan bir sesle.

"Biraz daha sola kay." dedim mızmızlanarak. Bacağımı yana doğru attığımda sırtının üzerine geldi. Oflayarak bacağımı ittiğinde geri koydum.

"Uyumaya çalışıyorum!" dedi sitemle.

"Ben de!" Bana doğru döndüğünde yarı aralık, uykulu gözleriyle karşılaştım.

"Çok yorgunum, Defne."

"Özür dilerim." dedim aramızdaki mesafeyi kapatıp sağ bacağımı iyice beline dolarken. "İstersen içerde yatabilirim..." Eli bacağımın üzerinde gezindi. Gözlerini kapattı.

"İstemem. Rahat dur yeter." dedi kısık bir sesle.

"Çok kahve içtim bugün. Uyuyamıyorum."

"Hı-hı." diye mırıldandı. Burukça gülümseyip bacağımı çekmeye yeltendiğimde sıkıca tuttu ve elini yukarı doğru çıkarıp belime sardı. "Şşh."

Hiç hareket etmemeye çalışırken saatlerce yüzünü izledim.

●●●

"Ben işe gidiyorum!" diye seslenildiğini duydum.

"Hı-hı." Odanın kapısı açıldı.

"Hadi Defne, sen de kalk artık. Gece uyumuyorsun sonra!"

"Hı-hı."

"Hadi." Dudaklarının baskısını alnımda hissetmemle elim boynuma değen kravata gitti. Yana kayıp kravatından hafifçe çektiğimde güldü. "İşe gitmeliyim."

"I-ıh." dedim kaşlarımı çatarak.

"Görüşürüz." dediğinde bir damla yaşın yanağımdan süzüldüğünü hissettim.

"Gitme... baba."

"Şşh. Defne. Hadi uyan güzelim." Saçlarımı okşadı.

"İşe gitme... Öleceksin."

"Aç gözlerini." dedi yumuşacık bir sesle. "Lütfen."

"Gitme."

"Sen de benimle gel." Yanağıma bir öpücük kondurdu. Gözlerimi araladım. Kaşlarım çatıldı.

"Anıl?"

"Günaydın..." Beni kucağına aldığında neye uğradığımı şaşırdım.

"Ne oluyor?!"

"Bugün benimle geliyorsun." Banyoya girdiğimizde beni ayaklarımın üzerine bıraktı.

"Neden?" dedim şaşkınca.

"Yalnız kalmanı istemiyorum." dedi omuz silkerek.

"Ne yapacağım ki orada?" dedim gözlerimi ovuştururken.

"Oyuncaklarla oynarsın." dediğinde yumruğumu omzuna geçirdim. Güldü. "Hadi gir duşa." Tişörtümü çekiştirdiğinde kollarımı havaya kaldırıp çıkarmasına izin verdim. Şortumu da çıkartırken banyodan çıktı. "Çabuk ol!" diye seslendi.

Hızlı bir duş alıp üzerime kot jean ve sıfır kollu body ile omuzları açık krem renginde ipek bir gömlek giyindim. Boynuma ince bir altın kolye taktım ve kırmızı rujumu sürüp odadan çıktım. Topuklularımın çıkardığı sesle koridora çıkan Anıl gözlerini üzerimde gezdirdi.

"Nasıl olmuş?" dedim kollarımı iki yana açarak. Gülümsedi.

"Fazla." dediğinde kaşlarım çatıldı. Aramızdaki mesafeyi kapatıp gömleğimin bir düğmesini kapattı. "Gökalp'in sana nasıl baktığını görmedin mi?" Kaşlarım havalandı.

KOMŞU ÇOCUKजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें