108 - Aras & Selin

161 4 60
                                    

"İçimde öyle büyük bir savaş veriyorum ki Defne... Anıl yüzünden... Yıllardır... Savaşıyorum. Kendimle, ailemle, arkadaşlarımla, Selin'le... Herkesle ve her şeyle savaşıyorum. Ben artık çok yoruldum. Dinlenmeye ihtiyacım var. Ve beni dinlendiren tek şey ne yazık ki Selin."

"Böyle olmak zorunda değil." diye fısıldadım. Gözlerim dolmuştu. "Başka biri de-"

"Başka biri olmuyor." dedi sözümü keserek. "Psikolog olan Anıl... Nedenini en iyi o bilir." dedi gülerek. "Başka biri olmuyor. Olsa olsa..." Gözleri bir saniyeliğine dudaklarıma kaydığında ürperdiğimi hissettim. Dehşete düşmüş bakışlarım karşısında dudakları iki yana kıvrıldı. "Korkma ben senin sevgilin gibi haysiyetsiz-"

"Aras lütfen!" dedim acı dolu bir sesle. "Böyle şeyler söyleme... Ben... Ben çok üzülüyorum... Şaka yaptığını söyle! Anıl'ı seviyorsun... Değil mi?"

"Elbette seviyorum. Anıl benim kardeşim." dediğinde gözümden bir damla yaş akmıştı. Parmakları yanağımdan süzülen gözyaşını silerken dikkatlice gözlerime bakıyordu. "Neden bu kadar çok üzülüyorsun?" diye sordu merakla. "Abisi Anıl'ı sevmese ne olur ki?" Omuz silkerken boğazımdan bir hıçkırık kopmuştu. "Gel buraya..." dedi birden yumuşayan bir sesle. Beni kollarının arasına çektiğinde başım göğsüne düşmüştü. "Şşh... Tamam... Anıl'ı çok seviyorum Defne. İşler karışık... Anla beni."

"Biz... Anıl'la ayrıldık!" dediğimde bedenimi saran kollarının kasıldığını hissettim.

Uzun bir süre sessizlik oldu.

"Ne?" dedi şaşkınca.

"Ayrıldık işte... Sen de üzme onu!"

"T-Tamam... Tamam. Üzmem. Özür dilerim." Ben ağlamaya devam ederken o saçlarımı okşuyordu. "Şşh..."

"Selin'den de ayrıl!"

"Tamam..." dediğinde başımı göğsünden ayırdım ve şaşkınca suratına baktım.

"Tamam mı gerçekten?!" dediğimde gülmüştü.

"Selin'le birlikte değilim Defne..." dedi kısık bir sesle.

"N-Nasıl yani?" Bir süre sessiz kalarak gözyaşlarımı sildi.

"Hayatımın bazı noktalarına takılı kaldım... Doğru. Ama Selin'le tekrar bir ilişki yaşayacak kadar deli değilim."

"O zaman... Neden görüşüyorsunuz hâlâ?" diye sordum merakla.

"İyi geliyor." demesiyle kaşlarım çatılmıştı ve sanırım bu onu güldürmüştü. "Sakin ol vahşi kedi... Kızma."

"O kadın sana iyi falan gelemez Aras!"

"Defne... Daha küçüksün-"

"Yuh!" dedim sinirle. "Sensin küçük! Hem kafayı da sıyırmışsın!"

"Selin'le aramızda sana açıklayamayacağım bir şey var." dedi gülümseyerek. "Tamam mı? Yeter mi bu kadar?"

"Sen beni kaç yaşında sanıyorsun acaba?!" dedim yüzümdeki ellerini iterek. "Anladım! Seks yapıyorsunuz yani! Yirmi üç yaşındayım ben! Seksin ne olduğunu biliyorum!" Kocaman bir kahkaha atmıştı.

"Sana açıklayamayacağım kısım bu değil." dediğinde kaşlarım havalanmıştı.

"Ne peki?" derken sesim meraklı çıkmıştı.

"Göründüğüm gibi iyi bir adam değilim Defne... Bu kadarını bilsen yeter."

"Daha fazlasını bilmek istiyorum... Lütfen. İçim hiç rahat değil... Kendine bunu nasıl yapabildiğini-"

KOMŞU ÇOCUKजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें