135 - Şifalı Dudaklar

219 5 5
                                    

"Sen mi getirdin bizi buraya?" dedim birden. Başını iki yana salladı Defne. Nefes alamadım. Onca sokak arasında gidecek başka yer bulamamış mıydık?

"Önden sen yürüyordun Anıl, ben seni takip ediyordum." dedi. Afallamış bir şekilde bir ona bir de eski evime baktım. Gözlerim terasta takılı kaldı. Bana aşık olduğunu itiraf ettiği yerde.

"Gidelim hadi." dedim birden. Yüzüne bakmadan ilerlemeye başladım sokakta.

"İçeri girsek mi?" dediğinde olduğum yerde kalakaldım. Arkamı dönüp yeşil gözlerine baktım. Hiçbir şey söyleyemedim o an. "Lütfen..." dedi bana birkaç adımla yaklaşırken.

'İstemiyorum' diye bağırasım geldi. Yapamadım. Üzerime üzerime gelmeye başladı apartmanlar. O eve adım atmamın imkanı yoktu. Nefes alamıyordum işte! O eve girmemin imkanı yoktu! O ev, o eşyalar, anılarımız, teras... Her şey! Yıllarca kabusum oldu hepsi... Nefes alamıyordum... Nefes...

"Anıl?" dedi Defne telaşla. "Anıl iyi misin?" Yüzümü ellerinin arasına aldığını hissettim. Karanlık olmuştu. Kapkaranlık.

"Nefes... Defne... Nefes alamıyorum!"

"Alıyorsun Anıl! Nefes alıyorsun! Bak bana... Aç gözlerini! Anıl!"

"Nefes... Nefes yok! Boğuluyorum!" Dizlerimin üzerine çöktüm birden. Ellerimi sol göğsümün üzerine koydum. Kalbim duracaktı! Patlayacaktı! Hissediyordum! Ölüyordum!

"Anıl aç gözlerini! Gözlerime bak! Anıl, lütfen!"

"Nefes alamıyorum!" Ağlamaya başlamıştım... Boğuluyordum. Boğulacaktım, ölecektim.

"Aç gözlerini, yalvarırım. Nefes alıyorsun Anıl! Bak bana lütfen... Sevgilim... Panik atak mı bu?" Defne'nin sesinde korku vardı. Korkuyordu... Çünkü ölüyordum!

"Defne... Defne ölüyorum, bir şey yap!"

"Ölmüyorsun Anıl! Panik atak geçiriyorsun!"

"Nefes alamıyorum!" diye bağırdım. Gömleğimin üst düğmelerini yırtar gibi açtı Defne. Bense ağlamaya devam ediyordum. İçime çektiğim havanın hiçbir anlamı yoktu. Ciğerlerime dolmuyordu. Nefes alamıyordum! Boğuluyordum!

"Anıl... Anıl bir tanem, güzel şeyler düşün! Güzel şeyler sevgilim! Hadi... Herhangi bir şey! Aile, arkadaş-"

"Hayatımı sikti hepsi amına koyayım!" diye kükredim birden. Göğsüm hızla inip kalkıyordu. "Hiç mi sevmedin lan beni! Nasıl-"

"Şşh! Şşh! Anıl! Anıl hayır, güzel şeyler... Lütfen!"

"Bana aşık olduğunu söylemiştin! Tam burada söylemiştin!"

"Aşığım!" diye bağırdı. "Ne dediysem arkasındayım! Sana yalan söylemedim Anıl! Hiçbir şey de değişmedi, geberiyorum aşkından!"

"Sen... Sen beni mahvettin." Titreyen ellerimle tutundum asfalta. "Mahvettin... Mahvettin beni. Sen... Sen-"

Sesim de nefesim de Defne'nin dudaklarının dudaklarıma yaptığı baskıyla kesildi.

Sırasıyla önce titremem geçti, sonra soğuk soğuk terlemeyi kestim. Defne'nin dudakları dudaklarımı kavrarken kalp krizim de geçti. 'Kalp krizi öyle geçer mi aptal?!' diye bağırdı içimden bir ses. Yavaştan aydınlığa kavuştu zihnim. Panik atak mıydı bu yaşadığım? Ölmüyor muydum?

Kollarını boynuma sarıp dizlerinin üzerinde yükseldi Defne. Dudaklarımla tek başına dans ediyordu adeta.

Eli sol göğsümde gezindi. Kalbimi dinlediğini hissettim. Gözyaşlarımız karıştı birbirine. Dudaklarımız ayrıldı sonra. Omuzlarıma tutundu. Nefes nefeseydik ikimiz de. Saçlarımı okşadı. "Geçti..." dedi gülümsemeye çalışırken. "Geçti bir tanem."

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now