143 - Tony & Pepper

238 7 14
                                    

"Ah kızım benim, güzel kızım, maşallah benim kızıma! Pek de güzel, prensesler gibi! Ah gel kızım, kaçma öyle yaklaş da biraz da yakından bakayım sana." Defne buruk buruk, biraz da utançla gülümserken gözlerimi devirdim ve annemin işkencesinin bitmesini daha fazla bekleyemeceğime kanaat getirerek somurta somurta oturduğum koltuktan hızla kalktım.

"Anne!" dedim sitemle. "Artık bir salsan da dört gündür hasretinden kuruduğum sevgilimi bir koynuma alsam!" Karşımda duran iki kadının gözleri de dehşetle kocaman açıldığında ağzımdan çıkanları hassas terazide tarttım bir süre. Akabinde gözleri kocaman açılan üçüncü kişi de ben oldum. "KOLLARIMA!" dedim hemen. "Kollarıma alacağım! Sarılacağım anne! Kapıyı da açtırmadın bana, ben karşılayacağım kızımı, dedin! Sarılamadım bile daha, on dakikadır senin Defne'yi iltifata ve sevgiye boğmanı izliyorum. Anneciğim! Canım anam ya... Git bir Müge Anlı bir şey aç izle, beş dakika ya, beş! Hadi on olsun, o da gönlünden kopsun annelerin bir tanesi, tek tanesi, elmas ta-"

"Of sus be oğlum! Sus! Cıvıtık şey seni! Koynuna alacakmış gül gibi kızı! Kızım sen buna uyma emi? Tatlı diliyle gelir gelir, yılan dişleriyle sokuverir bak seni! Oğlum diye demiyorum, hiç mi hiç güvenilmez buna. Bununla yola çıkılmaz, çıkılsa da o yoldan bununla dönülmez yavrum-"

"Oha anne ya!"

Defne'nin gülmemek için kendisini zor tuttuğunu fark etsem de annemin söylediklerine takılıp kalmasından deli gibi korktum. Rayına oturmamış ve başladığı günden beri çalkantıda olan ilişkimizin daha da beter bir hâle düşmesinden çok korktum. Bundan sebep Defne'yi kolundan tuttuğum gibi çekiştirerek salondan çıkarttım.

"Hadi annem, bize biraz müsade!" diye seslendim ardıma bakmadan. "Hasretimizi giderelim, sonra sen beni gömmeye devam edersin dilediğin gibi!"

"Karan!" dedi Defne de telaşla. Yanakları al al olmuştu. Öpüveresim geldi, hâl böyle olunca da yürüdüğümüz koridor gözümde nasıl büyüdü, nasıl! "Karan çok ayıp oldu annene... Bırak yanına döneyim kadının, aşkım çok ayıp-"

Onu odama sokmayı başarabildiğim an dudaklarına kapandım.

Çok özlemiştim.

"Ge-ber-dim." dedim hecelerin üstüne basa basa. Kopamadım dudaklarından. Beni tek huzursuz eden şey Defne'nin verdiği tedirgin karşılıklardı. Annem içerde diye utandığını bildiğimden ses etmedim ama asabım bozuldu. Ne vardı utanacak?

O sırada duyuldu annemin sesi.

"Kızım! Bunda utanma arlanma olmaz, sen buna uyma kızım! Aç mısın, sana bal kabaklı börek yaptım, parmaklarını yiyeceksin güzel yavrum benim."

"Aşkım ne olur içeri gidelim, annenin yanına-"

Konuşmasına izin vermedim. Yapıştım dudaklarına.

"Karan ne olur-"

"Offf! Of Defne ya! Bir sakin olsana sen ya! Ayıp bir şey mi yapıyorum, sevgilimi öpüyorum ya!"

"Ayıp şey de yaparız, söz ama annen gittikten sonra, ne olur!" dedi telaşla ve yalvarırcasına. Bir gülme aldı beni. Ne dediğinin farkında bile değildi ama nasıl da tatlı gözüktü gözüme o an. Uğraşasım geldi. Numaradan çattım kaşlarımı.

"Söz mü? Yapacak mıyız ayıp şeyler?"

"Yapacağız valla bak! En ayıbını... Ne olur dönelim şimdi içeri, annen kızacak bana!"

"En ayıbını mı?"

"Evet, evet!"

"Söz verdin bak."

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now