146 - Arkadaşlık Müessesesi

205 9 10
                                    

Boynundaki sargıyı zihnimden atamıyordum. Yine kendine zarar vermeye mi başlamıştı yoksa bana kendisini acındırmaya mı çalışıyordu?

Tırnakları da kısacık kesilmişti.

Dudaklarımı dişledim. Yansımama bakarken kaşlarım çatıldı. Üzgün gözüküyordum. Üzülecek bir şey yoktu oysa. Adalet yerini bulacaktı. Çok az kalmıştı.

Beni abimle aldatmıştı. Başına gelecek her şeyi hak ediyordu.

Ama bir yandan da...

"Nasıl geçtiğini anlatmayacak mısın?" dedi Eda kanepede yanıma otururken. Açtığım müziği kapattı. Bergen'den Sen Affetsen... Düşüncelerimi dağıttı birden. Aramız henüz çok iyi olmasa da bana iyi davranıyordu. En büyük destekçimdi. "Bir saattir kapalı televizyonu izliyorsun."

"Yansımama bakıyorum..." diye mırıldandım. Sonra da zihnimi meşgul eden bir diğer şeyden bahsettim. "Defne herkesin içinde tecavüzcü dedi bugün bana."

"Aptal kız." dediğinde dişlerimi sıktım.

"Aptal değil. Çok akıllı. Fazla akıllı. İnkâr edemeyeceğimi biliyordu. Sesimi çıkaramadım. Kabul etmiş oldum. Şahitleri var şimdi."

"Avukatları ona şahitlik yapamaz Anıl." dediğinde alayla güldüm.

"Akif de oradaydı."

"Akif sizin adamınız."

"Akif'e güvenmiyorum. Abimin adamı o."

"Öyleyse neden yanında tutuyorsun?" diye sordu.

"Defne'nin Akif'i gördüğünde yüzünde oluşan ifadeyi görmeliydin. Sırtından bıçaklanmış gibiydi. Hayal kırıklığına uğradı."

"Bunun için mi aldın Akif'i yanına?"

"Abime laf götürsün diye aldım. Bu işe karışıp karışmayacağını merak ediyorum."

"Hâlâ neyi merak ediyorsun Anıl?" diye sordu Eda. Parmakları saçlarıma uzandı. Yavaşça sevdi onları. "Abin Defne'ye aşık işte... Onu istediğin kadar dene, farklı bir sonuç alamayacaksın."

"Bana bunu nasıl yaptıklarını anlamıyorum..."

"Canının yandığını biliyorum... Ama geçecek sevgilim. Abin de Defne de tarih olacak. Sana yaşattıklarının acısını çıkaracaksın onlardan."

"Ama... Bulut?" dedim çocuksu çıkan bir sesle. "Bulut hak etmiyor ki bunları... Onun hiçbir suçu yok. Annesinden ayıracağım onu."

"Ah... İnan bana annesinin nasıl bir insan olduğunu öğrendiğinde sana teşekkür edecek."

"Sen... Onu seversin, değil mi? Annesini aratmazsın..." Kocaman gülümsedi Eda.

"Elbette." dedi hevesle. "Senin bir parçan o. Öz oğlum gibi seveceğim onu."

"Teşekkür ederim..." Elini tutup üzerine minik bir öpücük kondurdum.

"Hadi... Yatağa gel. Çok yoruldun. Masaj yapayım sana biraz."

●●●

"Oğlum bari biriniz bir şey söyleyin!" diye çıkıştı Karan. "Defne yüzüme bakmadan aldı Bulut'u, evine geçti zaten! Siz de geldiğinizden beri sus pus oturuyorsunuz! Ne oldu bu siktiğimin toplantısında lan?!" Meraktan gebermek üzereydi. Zaten içi içini yiyordu Defne'yi incittiği için. Nasıl gönlünü alacağını da bilmiyordu üstüne. Şimdiden özlemişti genç kadını. Gitme, yanımda kal da diyememişti ona.

"Kışkırttılar işte kızı..." diye mırıldandı Ufuk. "Çok adice davrandılar. Defne ağzını açsa tehdit ettiler yeni dava açmakla. Yok hakaret davası yok saldırı davası... Çıldırttılar kızı. Kedinin fareyle oynadığı gibi oynadılar." Duydukları karşısında dişlerini sıktı Karan. Anıl'ı öldürme arzusuyla doldu birden. Daha önce kimseye karşı böyle bir şey hissetmemişti.

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now