81 - Sonu Gelmeyen Vedalar

216 10 54
                                    

"Oha!" diye bağırdı oldukça tanıdık, ancak bir türlü anlam veremediğim ses.

"Sessiz ol!" dedi Anıl. "Uyandıracaksın kızı..."

"Oha!"

"Oğlum kendine gel lan!"

"Bir hafta konuşmadık neler olmuş amına koyayım! Heyecandan öleceğim şimdi!"

Bir kedi miyavlaması da kulaklarıma dolduğunda kaşlarımı çattım.

"Gidip üzerine atlayabilirim şu an. Çok özledim..."

Mert?

Birden yatakta doğruldum ve gözlerimi ovuşturdum. Gözlerim etrafta gezinirken nutkum tutuldu.

Anıl'ın evi...

Ve inanılmaz güzel bir Boğaz manzarası.

Kocaman bir yatakta tek başımaydım.

Odayı incelemek ve Mert'in yanına koşmak arasında kaldığım birkaç saniyenin ardından hızla yataktan indim ve koşar adımlarla odadan çıktım.

"Defne?" diye seslendi Anıl. Muhtemelen kapının sesini duymuştu.

Odanın kapısı direkt salona, oldukları yere çıkmıştı.

Gözlerim kocaman gülümseyen Mert'in gözleriyle buluştuğunda hızla aramızdaki mesafeyi kapattım ve boynuna atladım.

Kollarını sımsıkı belime doladı.

"Seni çok özledim!"

"Ben de seni güzelim... Ah... Ben de seni." Yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu.

Kedi miyavlaması.

Kollarından ayrıldım ve başımı sesin geldiği tarafa çevirdim.

Gözlerim dolmuştu.

"Kızım!" dedim heyecanla.

Luna'nın uzandığı kanepeye doğru ilerledim ve onu kollarımın arasına aldım.

"Büyümüş benim kızım!" Kocaman öpücükler bırakıp tüylerini okşamaya başladım.

"Neler yiyor neler... Bir görsen. On öğün. Aynı sen." dedi Mert gülerek. Kocaman bir kahkaha attım.

"Aferin kızım! Ben yokken babanı kendine hizmet ettir! Yolumun izcisi!"

Anıl'ın gülüşü kulaklarıma doldu.

Gözlerim ela gözlere değdiğinde kocaman gülümsedim.

Bana doğru birkaç adım attığında istemsizce Luna'yı kanepeye bırakıp ayağa kalktım.

Kollarımı beline doladığımda kollarını omuzlarıma sardı.

"Günaydın..." dedi sevimli bir tonda.

"Günaydın." diye mırıldandım.

Tuhaf bir ses kulaklarıma doldu. Kamera sesi.

Kollarımı Anıl'dan ayırdım ve Mert'e doğru döndüm.

Fotoğrafımızı çekiyordu. Gülerek.

"Münasebetsiz." dedi Anıl bıkkınca.

"Elif'e atacağım."

Zorlukla yutkundum.

"Ben bir lavaboya gideyim." Anıl bir süre endişeli bir ifadeyle yüzüme baktı.

"Gel yolu göstereyim." Başımı salladım ve başım öne eğik bir şekilde peşinden ilerlemeye başladım.

Açtığı kapıdan girdiğimde tekrar odasına gelmiştim.

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now