148 - Akdeniz'in En Fedakâr Adamı

166 5 5
                                    

Gözlerimi açtığımda her sabah olduğu gibi bu sabah da yatağın soğuk tarafına sırnaştım. Yorganımı buruşturdum. Sımsıkı sarıldım ona. "Defne..." diye mırıldandım kendi kendime. "Az kaldı bebeğim. Dayan." Daha da sıktım yorganı. "Ben de çok özledim." Ağlamayacaktım, çünkü bu çok aptalca olurdu. Ama gözüme toz kaçtı işte. Sulandırdı gözlerimi. Dişlerimi sıktım. İstemeye istemeye kalktım yataktan. Banyoya girdim. Duş aldım. Dişlerimi fırçaladım. Uzayan sakallarıma baktım bir süre aynadaki yansımamda. "Siktir et..." diye mırıldandım. Öz bakımımla uğraşacak kadar sağlıklı bir mentaliteye sahip değildim henüz. Odama geçtim tekrar. Telefonumu elime aldım ve cevapsız çağrıları, mesajları es geçerek Defne'nin herhangi bir fotoğrafını açıp yatağıma uzandım. Onu izledim. Dakikalarımı aldı bu eylem. Sonra ekranıma Yiğit'in araması düştü. Derin bir nefes aldım. Mesai başlıyordu.

"Söyle." dedim telefonu açar açmaz.

"Ufuk harbi Defne'yi öpmüş lan." dediğinde donakaldım. "İnanmadık çocuğa öptüm öptüm diyip duruyordu."

"Ne saçmalıyorsun Yiğit ya?! Sen de mi katıldın Ufuk'un sikik planına?"

"Kanka yemin ediyorum öpmüş! Valla bu kadar ileri gidebileceğini düşünmemiştim ama demek ki ciddiymiş amına koyayım!"

"Yiğit bak zaten derdim başımdan aşkın, kafayı yemek üzereyim. Bir de sizle uğraşmayayım." dedim oldukça sert çıkan sesimle. Göğsümde bir ağırlık vardı. Anlamlandıramadım.

Ufuk, geçtiğimiz günlerde bana kıçımı kaldırıp İstanbul'a dönmezsem, bu oyuna bir son vermezsem ve Defne'yi üzmeye devam edersem onu yani aşık olduğum kadını öpeceğini söylemişti. Bunu yapabileceğine ihtimal vermediğimden onu pek sallamamıştım. Aklınca beni korkutuyordu, kışkırtıyordu. Cezalandırıyordu...

"Defne söyledi Karan..." Yiğit'in mırıldandığı cümleyi işittiğimde gözlerimi sımsıkı kapattım. "Ufuk beni öptü dedi. Sen... Onu öyle başıboş bırakıp gitmişsin ki en yakın arkadaşın onu öpme cüretini gösterebilmiş."

"Öyle mi söyledi?" diye fısıldadım titreyen sesimle.

"Öyle söyledi..."

"Ufuk'a söyle onun ağzını yüzünü sikeceğim. Çok az kaldı. Geleceğim."

"Kanka anlıyorum ama çocuk bize baştan söyledi... Öperim, dedi."

"ÖPEMEZ!" diye kükrediğimde öfke dolu sesim bana bile yabancı çıkmıştı. "Yiğit öldüreceğim ben bu çocuğu! Yiğit! Söyle siktir olup gitsin! Birkaç yıl çıkmasım karşıma! Elime geçerse öldüreceğim çünkü! Yemin ederim geberteceğim!"

"Sakinleş Karan." dedi Yiğit sitemle sanki mümkünmüş gibi. Odamın içinde anlamsız voltalar atmaya başlamıştım. Defne'nin hasretinden geberdiğim dudaklarını bir başkası öpecekti, öyle mi? Hem de en yakın arkadaşım, öyle mi?! "Neden yaptığını biliyorsun!" diye çıkıştı bana. "Ufuk'a kızmaya hakkın yok, aklınca seni cezalandırıyor işte-"

"Lan ben burada keyfimden mi duruyorum?! Defne'nin orada paramparça olduğunu bile bile tatil mi yapıyorum sanıyorsunuz?! Ben istemez miyim tertemiz bir yolla Defne'nin davayı kazanmasını?! Olmuyor işte amına koyayım! Olmuyor! Eda işi de bana düştü!"

"Ufuk Eda'ya yaptığımız şeyi de onaylamıyor Karan..."

"Ufuk'un onayını sikeyim! Tamam mı?! Sevdiği kadın, milletin parmağında oynatılınca, acı çeke çeke oğlundan ayrılmak zorunda kaldığında gelsin ben de ona onay vermeyeyim! Orospu çocuğu!"

"Hak hukuk işlerinde hassas olduğunu biliyorsun Karan. Yani aynı okulu okuduk herifle ama bu bir değişik! Üzülüyor Eda'ya. Kadının duruşmalarda Defne ağlarken zevkten dört köşe olduğunu görmüyor sanırım! Ben arkandayım... Ama Ufuk'u daha ne kadar tutabilirim bilmiyorum. Gitmiş öpmüş kızı manyak-"

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now