153 - Maçtan Sonra Ne Oldu?

202 7 21
                                    

Saçlarımda dolaşan parmaklar beni daha da mayıştırırken uyanmam gerektiğinin farkındaydım. "Nöbetim bitti sevgilim..." diye fısıldadı Karan kulağıma. "Bulut da çok iyi şimdi... Babasıyla kahvaltıya gittiler. Ben de seni eve götüreceğim."

"Hı hı..."

"Ama önce uyanman lazım."

"Hı hı..."

"Aşkım..." dedi baştan çıkaran bir sesle. Dudakları çeneme değiyordu.

"Hm?"

"Hadi. Uyan."

"Yanıma yat..." derken sesim mızmız bir kız çocuğununkini andırmıştı.

"Evimize gitsek... Orada yatsam yanına. Olmaz mı?"

"Sesini öyle yapma..." diye fısıldadım. Güldü.

"Nasıl?"

"Öyle boğuk boğuk."

"Neden?" dedi tam da yapma dediğim bir şekilde. Boynumu öptü.

"Tahrik oluyorum." derken uyku sersemiydim. Küçük bir kahkaha attı. Gözlerimi açmadan el yordamıyla pantolonunun ucunu kavradığımda kahkahası büyüdü.

"I-ıh! Hastanedeyiz." dedi gülerek. "Kalk hadi."

"I-ıh..."

"Of Defne!" Geri çekildiğini hissettim. Birkaç tıkırtı doldu kulağıma. Sonra bir titreşim sesi. "Şu avukat bozuntusu arayıp duruyor sabahtan beri bu arada." dedi Karan bıkkın bir tonlamayla. "Devrim midir nedir..." dediği an gözlerim kocaman açıldı ve yataktan fırlar gibi kalktım. Elim ayağıma dolanmıştı. Ani kalkışımdan dolayı gözlerim karardığından sendelemiştim ve elbette imdadıma hemen Karan yetişmişti.

"Şşt! Yavaş..." dedi belime sarılırken. "Sakin..."

"T-Telefonum nerede? Açmadın, değil mi?"

"Açmadım Defne. Neden açayım?" dedi oldukça doğal bir tavırla. "Komodinde telefonun." Kollarının arasından ayrılmaya çalıştığımda daha sıkı tuttu beni. "Dur bir." dedi sitemle. "Günaydın. Ne oluyor?"

"Günaydın... Telefon bekliyordum da... Önemli. Acil yani-"

"Önce bir sevgiline sarıl, öp. Ne bileyim bir tatlı tatlı gülümse..." dediğinde derin bir nefes aldım. Sakinleşmem gerekiyordu.

Gülümsedim.

"Ha şöyle..." dedi. Yanağımı okşadı. Uzanıp dudaklarına minik bir öpücük kondurdum.

"Bulut iyi dedin az önce, değil mi?" diye fısıldadım.

"Çok iyi... Kahvaltı yapacaklar şimdi." Başımı salladım. Göğsüne yaslanıp birkaç derin nefes doldurdum ciğerlerime.

"Hadi eve gidelim o zaman... Dinlen sen de. Yirmi dört saattir ayaktasın." dedim yumuşacık bir sesle.

"Dinlenmeden önce biraz daha yorarsın belki beni?" diye fısıldadığında tüylerim diken diken oldu.

●●●

Defne'nin dudakları yaklaşık beş dakikadır karnımın bir santim bile aşağısına inmediğinden bir sorun olduğunu hissetmiştim. "Her şey yolunda mı?" diye sordum boğuk çıkan sesimle. Ön sevişme iyiydi, hoştu... Ancak yirmi dört saatlik nöbetin üzerine hiç yakışmıyordu. Hemen mevzuya geçilmeli ve hızlıca rahatlanmalıydı. "İstemiyor musun?" dedim çenesinden tutup onu kaldırırken. Yavaşça doğruldu ve karnımın üzerine oturdu.

"İstiyorum." diye mırıldandı.

"Ne oldu peki?" Saçlarına uzandı parmaklarım. Okşadım onları.

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now