52 - Sevgilim

257 8 20
                                    

Bir süre, gözlerim Aras Ulubey'in mesajına kitlenmiş bir şekilde, olduğum yerde kalakaldım. Gözümden akan bir damla yaş ekrana düştüğünde telefonu kapattım ve tekrar yatağa bıraktım. Afallamış bir şekilde balkona, Anıl'ın yanına gittim. Küllükte üç sigara izmariti vardı. Dudaklarının arasındaki dördüncüydü.

"İçeri geç, üşüyeceksin. Karnın ağrıyacak."

"Ben de içebilir miyim, bir tane?" Gözlerini gözlerime çevirdi.

"Hayır."

"Nezaketen sorduğumun farkındasın, değil mi?" Gülmeye çalıştım. Oflayarak paketi bana uzattı.

"Bir tane." dedi sitemle. Başımı salladım ve paketten bir dal çıkarıp yaktım. O ise dördüncüyü söndürmüş, beşe geçmişti.

"Çok içiyorsun."

"Çok içmiyorum." Parmaklarımın arasındaki sigaradan derin bir nefes çektim.

"Okan'ın bizimle yaşadığı dönem, Barış o kadar çok içerdi ki..."

"Geceleri diğer herifi, baş ucunda kitap okuyarak uyutursan içer tabi." dediğinde kahkaha attım. Dudakları hafifçe iki yana kıvrıldı. "Yazık lan Barış'a."

"Barış'ı mı daha çok seviyorsun, Okan'ı mı?" dediğimde bana inanamazca baktı.

"İkisini de sevmiyorum."

"Hadi! Birini seç." dedim gülerek.

"İnan bana senin ikisinden birini seçmen bundan daha kolay olmuştur." Beklentiyle suratına bakmaya devam ettiğimde ofladı. "Sen hangisini daha çok seviyorsan diğerini seçiyorum." dediğinde kahkaha attım. "Ben sana eski aşklarım arasında seçim yapmanı söylesem şimdiye ölmüştüm! Erkek olmak çok zor amına koyayım." dedi sitemle. Kaşlarım çatıldı.

"Eski aşkların mı var senin?"

"Defne ben yirmi beş yaşındayım."

"Defne ben yirmi beş yaşındayım." Sesimi kalınlaştırarak onu taklit ettiğimde sırıttı. "Bu bir cevap değil!"

"Evet, Defne'cim. Birkaç ilişkim oldu. Tamam mı?"

"Daha önce hiç aşık olmadığını söylemiştin." dedim sorgulayıcı bir tavırla.

"Olmamıştım. Ama çok sevdiğim insanlar oldu."

"Ne kadar çok?" Gülerek kolunu omzuma attı ve beni kendisine doğru çekti. Başımı göğsüne yasladım.

"Seni sevdiğim kadar çok değil."

"Görüşüyor musunuz hâlâ?" diye mırıldandım.

"Hı hı. En yakın arkadaşlarımdan biri."

"Eski aşklardan en yakın arkadaş olmaz." dediğimde kahkaha attı.

"Bunu sen mi söylüyorsun?" dedi gülerek.

"Benimki aynı şey değil!"

"Bak sen... Nasıl oluyor o?"

"Barış da Okan da yıllardır hayatımda. Çok yakınız biz. Her anlamda. Aşkın bir önemi yok."

"Diana da benim için öyle." dediğinde başımı göğsünden kaldırdım ve şaşkın bir şekilde suratına bakmaya başladım.

"Diana mı? Nereli?"

"İngiliz." dediğinde gözlerimi devirdim. Anıl Bey'e de bu yakışırdı.

"Prenses Diana mı?" dedim alayla. Kahkaha attı.

KOMŞU ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin