82 - Benim Küçük Yırtıcım

213 8 27
                                    

Kampüs kapısından girdiğim andan itibaren duyduğum cümleler zihnimde yankılanmaya devam ediyor, bütün gözlerin üzerimde olduğunu hissetmeden edemiyordum.

Çocuk Amerika'dan geldi, birkaç ay içinde hemen hamile bıraktı kızı. Bunca yıl arkadaş ayağı yapıyorlarmış.

Okula döneceğini düşünmezdim doğrusu.

Kendi bile unutmuştur bunları, Muğla'da dört, beş ilişkiyi devirmiş diyorlar.

Okan'ın yatmadığı kız kalmadı zaten memlekette. Bu saatten sonra bir araya geleceklerini sanmam.

Geçen gece barda tartışıyorlarmış. Merve görmüş bunları.

Defne de var ya... Kimseye yüz vermedi yıllarca. Demek ki aklı Okan'daymış... Ee... Haznedar sonuçta. Ben olsam ben de bırakmazdım yakasını.

Bebek doğsaydı kız paraya para demezdi valla...

Poyraz'la dans ediyormuş o gece. Kesin Okan'ı kıskandırmak içindir.

Elindeki alçıyı gördünüz mü? İlgi için yaptığına eminim.

Kilo almış sanki... Hamileliktendir.

İki ay süren hamileliğimin üzerinden neredeyse sekiz ay geçmişti ancak ne yazık ki bazı gerizekalılar mantık nedir bilmiyorlardı.

Barış'la çıkarken Okan'la sevişiyormuş. Öyle duydum... Belki bebek Okan'ın bile değildir.

Harbiden güzel kız ama... Duşta hayal etmiyor değilim. İyi malzeme çıkıyor bundan.

Okan altında ben varken şu kızın adını sayıklamıştı. Acayip uyuzum o yüzden.

"Defne?" Adımın seslenilmesiyle yabancı insanların kulaklarıma dolan sesleri kesildi. Başımı kaldırdım ve bana doğru gelen Deniz'e baktım.

"Selam..." diye mırıldandım. Yanıma vardığında kolunu omzuma atıp başımın üzerine bir öpücük kondurdu.

"Selam güzellik. Nasılsın? Görüşemedik ne zamandır." Kampüs içinde birlikte yürüyorduk şimdi.

"İyi... Sen?"

"İyi ben de... Ama sende bir şeyler var. Ne oldu? Her şey yolunda mı?"

"Okul değiştirmek istiyorum." diye fısıldadım.

"O nereden çıktı?" dedi şaşkın bir ifadeyle.

Gözlerim yaşlarla dolmuş, boğazım düğümlenmişti. Gücüm ancak omuz silkmeye yetti.

"Şşh... Defne... Neden ağlıyorsun güzelim? Anlat bana... Hadi." Deniz yürümeyi bırakmış yüzümü ellerinin arasına almıştı.

"Herkes beni konuşuyor..." derken sesim titremişti.

Derin bir nefes alıp gözlerini sıkıntıyla etrafta gezdirdi.

O da herkesin benim hakkımda konuştuğunun farkındaydı.

"İlk günün bugün... Çok normal. Birkaç güne eskisi gibi olacak her şey." Başımı iki yana salladım. "Defne... Yarım dönemin kaldı. Bitecek zaten. Kim ne derse desin. Sen kendini biliyorsun. Çok güçlüsün, çok güzelsin, çok zekisin ve insanlar seni kıskanıyor." Göz yaşlarımı sildi ve elimden tutarak bizi önümüze ilk çıkan binaya soktu.

"Barış'la... Okan... Nerede?" diye sordum utana sıkıla.

Okan, Anıl'larla geçirdiğim Cumartesi günü boyunca tam dokuz kez aramıştı ancak Anıl açmama izin vermemişti.

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now