97 - Kara Bulut

198 7 85
                                    

Gözlerimi açtım.

Bugün de yanımda Defne yoktu.

Gözlerimi kapattım.

Yan tarafımdaki yastığı aldım ve ona sıkıca sarıldım.

Defne gibi kokuyordu.

Çünkü parfümünü boca etmiştim.

Güne başlamamı kolaylaştırıyordu.

"Hadi Anıl..." dedim kendi kendime. "Kalk hadi... Az kaldı... Hadi."

Kalkmak istemiyordum.

Bütün gün yatmak istiyordum.

Kendimi depresyonun kollarına bırakmak istiyordum.

"Kalk... Defne'yi göreceksin... Hadi."

Yastığı yerine geri koydum ve yatakta doğruldum. Komidinimin çekmecesini açıp içindeki küçük haki yüzük kutusunu çıkardım.

Kapağını açtım.

Defne'nin yüzüğü.

Güç lazımdı.

Dudaklarımı yüzüğüne bastırdım. Kutuyu kapatıp yerine kaldırdım.

Telefonumu alıp banyoya doğru ilerledim. Dişlerimi fırçalarken sosyal medya hesaplarımda dolaşıyordum.

Karşıma çıkan resimle donakaldım.

Okan...

ve Yağmur.

Yağmur, Okan'ın omuzlarında.

Muhtemelen Defne çekmişti.

Gönderiyi yana kaydırdığımda üçünün olduğu bir fotoğraf da vardı.

Defne'nin üzerinde Okan'ın forması vardı.

Zorlukla yutkundum.

Yaşamak için güzel bir gün değilmiş, yatağa dön Anıl.

İç sesimi dinlemek istiyordum.

Ancak tam o sırada ekranıma bir mesaj düşmüştü.

Defne'den.

Günaydıııınnnnnn hocaaammmm!!!

Dudaklarım iki yana kıvrıldı.

Whatsapp'a girdiğimde yazmaya devam ettiğini gördüm.

Hangisi uluslararası kriterlere daha uygun?
Siz daha iyi bilirsiniz.
*fotoğraf*
*fotoğraf*
*fotoğraf*
*fotoğraf*
*fotoğraf*

Art arda attığı fotoğraflarla kocaman gülümsedim.

"Manyak..." diye mırıldandım kendi kendime.

Birkaç tane kombin atmıştı.

Çok güzeldi...

Oturup saatlerce her bir detayını incelemek istiyordum.

Diş fırçamı temizleyip ağzımı çalkaladım ve elimi yüzümü yıkadım.

"Anıl Hoca ol... Hadi Anıl Hoca ol." dedim aynaya bakarak. "Seni sınıyor..."

Telefonumu çıkardım ve Defne'ye mesaj attım.

Duşa giriyorum, birazdan bakarım.

Bakim.

Cevabıyla kendimi tutamayarak kahkaha attım.

KOMŞU ÇOCUKजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें