31 - Nefes

271 10 17
                                    

Anıl çalan alarmın sesiyle rahatsızca yerinde kıpırdandı ve kolunu sağ tarafa doğru atarak, otobüste tanıştığı kıza sarılmaya çalıştı. Eli boşluğa geldiğinde bir süre yatağı yokladı. Gözlerini hafifçe araladığında kaşları çatıldı.

"Defne?" diye mırıldandı kendi kendine. Doğruldu ve gözlerini ovaladı. Odaya tekrar göz gezdirdiğinde Defne'yi göremedi. Yataktan kalktığında aklına gece yaşananlar geldi.

Defne'nin her seansta parlayan gözlerle anlattığı, biricik sevgilisi, Barış gelmişti.

"Sikeyim ya!" diye söylendi odadan çıkarken. Hızlı adımlarla salona girdiğinde Defne'yi kanepede, Barış'ın kollarının arasında mışıl mışıl uyurken buldu. Kalbi sızladı.

Barış'ın kapalı gözlerine güvenerek kollarını Defne'nin etrafından yavaşça çözdü ve kızı kucağına aldı. Defne başını Anıl'ın omzuna yaslarken rahatsızca kıpırdandı. Anıl odalarına doğru ilerlerken sarışın kızın alnına minik bir öpücük kondurdu.

Odaya girdiğinde Defne'yi yavaşça yatağa bıraktı ve üstünü örttü.

Hızlı bir duş alıp pantolonunu giyindi ve mutfağa geçti. Kahvaltısını yapıp dişlerini fırçaladı ve kalan kıyafetlerini giyinmek için tekrar odasına geçti. Gömleğinin düğmelerini iliklerken Defne'nin uykulu sesini duydu.

"Saat kaç?"

"Yedi çeyrek. Yat biraz daha." Defne hafifçe doğruldu ve bacaklarını yataktan sarkıtıp ayağa kalktı. Eşofman altını çıkarıp yere attı ve tekrar yatağa oturdu.

"Çok sıcak." dedi kısık bir sesle. Anıl kravatını boynuna astı ve bağlamadan Defne'nin önünde diz çöktü. Elleri açıkta kalan bacaklarını kavradı.

"Odadan çıkarken giy onu." dedi uyarırcasına.

"Barış her halimi görmüştür, Anıl." dedi Defne sitemle. Anıl sinirle soludu.

"İşe gidiyorum. Ak-"

"Aklın burada kalmasın! Tamam." Defne'nin bıkkınlıkla cümlesini tamamlamasına güldü.

"Aferin benim kızıma." Defne'nin önce gözleri sonra da elleri boynundaki henüz bağlanmamış kravatı buldu. Kravatı yavaşça bağlarken oldukça keyifli gözüküyordu. Anıl, Defne'nin bacaklarını kavrayan ellerinin sıkılaştığından bihaberdi.

Defne, kravatla işi bittiğinde, ela gözlerin sahibini boynundan öptü. "Bol şans." diye fısıldadı ve kendini tekrar yatağa bıraktı. Gözlerini kapattığında açıkta kalan üst bacağının arkasında minik bir şaplak hissetmesiyle kıkırdadı.

Anıl gülerek, genç kızın bembeyaz teninde anında kızaran yeri öptü ve ceketini giyip odadan çıktı.

●●●

"Hadi uyan, Defne."

"Anıl..." diye mırıldandım. "Biraz daha."

"Hadi dedim Defne." Omzumu dürten eli tuttum ve sahibini yatağa doğru çekiştirdim.

"İşe gitmeden sarıl biraz bana." Gülümsedim.

"Defne! Sarılacağım şimdi sana göreceksin gününü!" Kaşlarım çatıldı. Gözlerimi hafifçe araladım.

"Barış?" dedim şaşkınca. Birden doğruldum. "Barış!"

"Barış tabi ya! Beğenemedin mi?" Yorganı hızla üzerimden çekti. "Kalk hadi. Kahvaltı hazırladım." Üzerimdeki tişörtü açıkta kalan bacaklarımı kapatmak için çekiştirdim. Kaşları çatıldı. "Ne yapıyorsun Allah aşkına?"

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now