115 - Kuzey Işıkları Eşliğinde Karanlık Bir Gece

168 5 59
                                    

Göğsümdeki beni de içine alan, bir büyük bir de küçük bulut.

Dolu gözlerimle sol göğsümün biraz üzerindeki küçük dövmeme bakarken titrek bir nefes verdim.

Anıl göğsünde koca bir Güneş'i nasıl taşıyordu, bilmiyordum. Çünkü bu küçük iki bulut bana fazlasıyla ağır gelmişti.

Biri sevgilim.

Biri bebeğim.

Rahmime Yağmur'dan ve Güneş'ten bile daha sıkı tutunduğunu hissettiğim o minicik şey umutla dolmama, kalkar kalkmaz heyecanla ilk bulduğum dövmecinin kapısını çalmama sebep olmuştu.

Telefonumdan gelen bildirim sesiyle gözlerimi aynadaki yansımamdan ayırdım.

Mesaj Anıl'dandı.

Sevgilim?
Günaydın...
Neredesin?
Neden uyandırmadın beni?

Günaydın sevgilim.
Küçük bir işim vardı...
Geliyorum şimdi.

Bu saatte?

Evet :)

Hayırdır?

Ne oldu ya triplendin?

07.36?
Ne gibi bir işin olabilir?

Diğer sevgilimin yanındaydım Anıl.

Çok komik.

Geliyorummmm!
Çatlama.

Ne çatlayacağım ya?
İnsan bir üstümü örter.
Üşümüşüm sen gidince...

Örtmüştüm aşkım :(

Ama üşümüşüm...
:(

Sarılim mi? :)

Sarıl.

Öpim bir de...

Öp bir de.

Kahve ister misin?

Oyalanma... Gel hadi.

Kahve istiyorum ama :(

Ben yaparım sana.
Gel sen.
Biraz daha uyuyalım...

Tamam aşkım, on dakikaya evdeyim.

Defne...

Hm?

Ne işin vardı?

:)

Defne!

:)

Neredesin? Alayım seni.

Gerek yok. Taksiye bindim şimdi.

Taksi?

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now